Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Kimi zaman çok uzundu, kimi zaman bir güz rüzgarı gibi geldi geçti, farkında mıyız? Hayatın telaşı, gündemin karmaşası ve belki de kendi kaçışımız içinde yılın başında koyduğumuz hedeflere ne kadar yaklaştık, ya da yolculuğun tadını ne kadar çıkarabildik?

Gelin bu yılın son haftalarında bir an durup düşünelim. Yanlışlarımızın, eksikliklerimizin ve hatta doğrularımızın izini sürelim. Gelecek yılı daha dolu dolu yaşamak için bu muhasebe şart.

İtiraf edelim, hayat bazen çok karmaşık. Sosyal medyanın yıldırıcı akışında, her şeyin görüntülerle ölçüldüğü bir dünya da yaşıyoruz. İşte bu noktada, belki de basit bir soruya ihtiyacımız var: Bu yıl ben, beni mutlu eden şeyleri ne kadar yaptım?

Küçük mutlulukların peşinden gitmek, kısa vadeli şeylerle avunmak demek değil. Bilakis, bu hayatta elimizde kalan tek şeyin "yaşarken hissedebildiklerimiz" olduğunu unutmamak gerek. Çocuk kahkahaları, yağmur sonrası toprağın kokusu, dostlarla paylaşılan bir bardak çay... Bunlar hayatta kalmak için nefes kadar önemli, farkında mısınız?

Bir diğer önemli soru: Bu yıl, kendi doğrularımı ne kadar savunabildim? Akıntıya kapılıp gitmek kolay. Zor olan, "ben buradayım" diyebilmek. Adil olmak, haksızlığa karşı çıkmak, vicdanımızı sessizleştirmemek zor ama gerekli. Toplumu oluşturan bireylerin sesi kısıldıkça, yaşadığımız ortam sessiz bir kalabalığa dönüşür. Bu nedenle, hatalarımız kadar suskunluklarımızı da düşünelim.

Hatalardan bahsetmişken... Hepimizin yolunda tümsekler oldu. Yanıldık, yanıltıldık. Önemli olan, bunlardan ders alabilmek. Aynı çukura ikinci kez düşmek, hayatın bize öğrettiklerini görmezden gelmektir. Gözlerimizi kapatır ve "ne yapalım, hayat bu" dersek, bir sonraki düzlükte yine hata yaparız. Cesur olmalıyız. Yanlışlarımızı sahiplenmek ve onlardan öğrenmek cesaret ister.

Yeni yıl, yeni bir başlangıç. Tertemiz bir defter açıyoruz; sayfalarını dolduracak olan biziz. Ancak, unutmayalım ki her yeni yıl, bize geçmişin aynasını da sunar. 2023’teki "ben" nasıldı? Nasıl hissettim, nasıl çıktım şu zamanın içinden? Bunları sorgulamazsak, 2024 de aynı hatalarla, aynı eksikliklerle dolu olabilir.

Son olarak, sevgi... Çok klasiğiz belki ama sevgi hakikaten her şeyin başında ve sonunda. Sevdiğiniz insanlara bunu söylemek için neden yeni yılı bekliyorsunuz? Gülümsemeyi, sarılmayı, paylaşmayı bir alışkanlık haline getirin. Yılın sonunda bakın bakalım, bu "basit" alışkanlıklar hayata nasıl bir anlam katmış?

2024’ün, hatalardan öğrenerek, daha fazlasını sevip daha derin nefes alarak geçireceğimiz bir yıl olması dileğiyle... Kendimize ve birbirimize daha iyi bakalım; çünk bu hayat, gerçekten yaşamaya değer.