Ülkemizde son günlerde yaşanan gelişmeler, adeta bir satranç tahtasında oynanan karmaşık hamleleri andırıyor. Bir yanda, 40 yıldır süregelen çatışmanın tarafı olan PKK, liderleri Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla silah bırakma kararı alıyor.
Bu, barış umutlarını yeşerten önemli bir adım. Ancak diğer yanda, seçilmiş belediye başkanları terör bağlantısı iddialarıyla görevden alınıyor.
Bu iki zıt gelişme, zihinlerde "Nasıl bir süreç bizi bekliyor?" sorusunu doğuruyor.
Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş gibi isimlerin durumu da bu denklemde kritik bir yer tutuyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), her iki siyasetçi için hak ihlali kararı vermişti.
Kararların uygulanması konusunda belirsizlikler sürüyor. Dahası, Demirtaş'a 42 yıl, Yüksekdağ'a ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmiş durumda.
Görevden alınan belediye başkanlarına gelince; bu durum, halkın iradesine yapılan bir müdahale olarak görülüyor. Seçimle gelenlerin, yargı kararı olmaksızın görevden alınması, demokrasi anlayışımızı sorgulatıyor.
Önümüzdeki süreçte, barış ve demokrasi arasında bir denge kurmak zorundayız. Barışın tesisi için atılan adımların, demokratik değerlerle çelişmemesi gerekiyor. Umuyoruz ki, bu zorlu süreçten güçlenerek çıkarız ve ülkemizin aydınlık yarınlarına hep birlikte ulaşırız.