Şu an Türkiye’nin en sıcak gündem maddelerinden biri emeklilerin bayram ikramiyesi… Artacak mı, artmayacak mı? Çarşı, pazar yangın yerine dönmüşken, torununa harçlık veremeyen emekli, gözleri dolu dolu bu sorunun cevabını bekliyor. Ama ne değişecek? Artsa ne, artmasa ne? Çünkü mesele sadece üç beş kuruşluk artış değil, mesele bir ömrün karşılığında insanca yaşayamamak

Fakat işin tuhaf yanı, yıllarca çalışıp prim ödeyen emeklinin maaşı her yerde tartışma konusu olurken, milletvekili emekliliği kimsenin gözüne batmıyor. Hani şu, bir dönem bile vekillik yapınca hayat boyu ballı maaş alanlar var ya, işte onlardan bahsediyorum. Sayın Mehmet Şimşek, bu meseleye neden el atmıyor? Milletvekili emekliliği neden kutsal bir dokunulmazlığa sahip?

Soruyorum size: Emekli olmayı hak etmek için ne yapmak gerekiyor?

Bir işçi, bir memur, bir esnaf… Yıllarca alın teri döküp, prim ödeyip, ömrünü tüketirken zar zor maaş alıyor. Ama bir milletvekili, beş yıl boyunca maaşını alıp, yan gelip yatınca ömür boyu refaha kavuşuyor. Neden? Sadece bir dönem vekillik yapınca emekli olmak, hangi adalet terazisinde eşitlikle tartılıyor?

Bugün pazara giden emekli, domatesin, soğanın fiyatına bakıp alamadan geri dönüyor. Çocuğunun, torununun bayramlık hevesini kursağında bırakıyor. Ama milletvekili emeklileri, mis gibi köşklerinde oturup, bir eli yağda bir eli balda yaşamaya devam ediyor.

Hadi gelin, tartışmayı biraz daha genişletelim: Milletvekili emekliliği kaldırılmalı mı? Ya da en azından, vatandaşın ödemek zorunda olduğu prim gün sayısına eşit hale getirilmeli mi? İşçi, memur, esnaf 7200 gün prim ödemeden emekli olamazken, milletvekili için neden ayrıcalık var?

Sayın Şimşek, ekonomi yönetiyorsunuz. Bütçe açığını kapatmaya çalışıyorsunuz. Kaynakları daha verimli kullanmaktan bahsediyorsunuz. O zaman buyurun size tasarruf kalemi! Emeklinin üç kuruşluk ikramiyesini konuşmak yerine, bu haksız ayrıcalıkları konuşalım.

Çünkü sokaktaki emekli biliyor ki, bayram harçlığı artsa da yetmeyecek. Asıl sorun, yıllarca çalışmış insanların, hak ettikleri gibi yaşayamayışı… Asıl sorun, adaletin terazisinin şaşması…

Bu teraziyi kim düzeltecek, Sayın Şimşek?