Çocuklarımızla ilgili kaygılarımızın ne kadarı çocuklarımızla ve de gerçeklikle uyuşuyor?

Bu çok önemli bir soru.

Çünkü bu sorunun cevabı sizi çok büyük yüklerden kurtaracak.

Başlayalım:

Bugün hepimiz çocuk yetiştiren, geleceğini kurmuş, sorumluluk sahibi birer yetişkin hâline gelmişken "çocuklarımızın da aynı şeyi başarmasının" çok zor olacağını zanneder noktadayız! Bu hissin kaynağı çocuklar mı? 
Hayır!

Çocuklarımız mutlaka en az bir yetenekle dünyaya geldiler ve bu yeteneği ortaya koyabilmeleri için zamana ve gelişime ihtiyaçları var. Kendini hemen ortaya koysun ki kafam rahat etsin anlayışına çocuklar mı neden oldu? Hayır!

Daha ilkokuldayken üniversiteyi kazanması gerekiyor şeklindeki bir anlayışla eğitimi "karabasan" olarak algılamaya çocuklar mı neden oldu? 
Hayır!

Sadece diplomayı hedefleyen bir eğitim süreci ile beni sıradan ve bıkmış bir şekilde yetiştir diye çocuklar mı bize rehberlik etti? 
Hayır! 

Dışarıda tehlikeli bir dünya var diyerek dört duvar arasına hapsedip beni yaşama hazırla ve toptan savunmasız hâle getir diye çocuklar mı söyledi? 
Hayır!

Sürekli yaşam uğraşıları peşinde koşup beni teknoloji ile başbaşa bırak diye çocuklar mı söyledi?
 Hayır!

Bugün ezici çoğunluğumuz kendi kazandığı para ile yaşamını kurmuşken, benim geleceğim için para kazan ve büyüdüğümü dâhi görme diye çocuklarımız mı söyledi? 
Hayır!

Üniversiteyi kazanmak en kolay işken, sürekli bunun korkusuyla iletişimi ve karşılıklı bağı yok et diye çocuklarımız mı söyledi? Hayır!

Yabancı dil, sanat, spor, kültürel etkinlikler noktasında çocuğa "disiplinli bir tavırla" yarın keşke demeyeceği bir şekilde yön verilmesi gerektiği fikrine çocuklar mı yanlış dedi? 
Tâbi ki hayır!

Önemli bir tavsiye:

Çocuklarınızla bağınızı asla sarsmayın ve mümkün olduğu kadar çok yönlü yetiştirin

Bağınız kopmazsa her daim birbirinize yaslanırsınız ve de çok yönlü olurlarsa mutlaka bir yönden çıkış yakalarlar

Kaygılarınızda diretirseniz "maalesef" o kaygılar çocuklarınızın gerçeği olur...