Sayın Mehmet Nejat Güllü’nün “DÜNDEN BUGÜNE” isimli kitabını okudum. Okumazdan evvel kitabın GÜLLÜ sülalesinde söz edeceğini zannediyordum. Ancak Güllü ailesinden kısaca bahsedip, hep kendinden ve anılardan söz ettiğini gördüm.

Kitapta iki konu dikkatimi çekti. Bunlardan biri rahmetli babası Mustafa Güllü’nün “Gaziantep Kültür Derneğine Açık Mektup FISTIK GECELERİ” ile ilgilidir. Açık mektup derneğin 1958 yılında yapılacak Fıstık Gecesi için önerilerde bulunuyor ve 1953 yılı yaptığımız Fıstık Gecesini tenkit ediyor. Diyor ki “Bu gecenin gayesi ve neticesi hakkında fikirlerimi bildirmeden evvel, 1953 senesi Taksim Belediye Gazinosu’nda yapılan açılış nutkundan bazı parçalar aynen almayı uygun buluyorum.

Türk tarihinde 25 Aralık, kahramanlığın, silah, malzeme ve sayı üstünlüğünü ezdiği, vatan aşkının ölümü hiçe saydığı, bir kelime ile ruhun maddeyi yendiğini, insan ateşinin çeliği erittiği bir zaferdir…

Rahmetli, açılış nutkundan sonra o günkü Gaziantep Kültür Derneği Yönetim Kurulu için:

“Yukardaki nutukta belirtildiği gibi Gaziantep Fıstık Gecesi yalnız maddi değil, manevi ve ulvi bir manada taşımaktadır.

Hal böyle iken gece programlarının dörtte üçü Gaziantep ile hiç alakası olmayan ve ecdadımızın ruhlarını taziz değil, bilakis taciz eder bir mahiyet arz ettiği teessürle müşahade edilmektedir.”

Bundan sonra önerilerde bulunmaktadır rahmetli.

1953 yılında Gaziantep Kültür Derneği Yönetim Kurulu şu Gazianteplilerden meydana geliyordu. Ahmet Cansunar, Sabri Atay, Sait Söylemez, ben ve adını anımsayamadığım bir arkadaş. Benim dışında diğer üyeler vefat ettiğinden cevap vermek ihtiyacı duydum.

Taksim Belediye Gazinosunun talep ettiği 250 lirayı bu öğrencilerin beşi bir araya getiremedi. Mahmut Güleç’ten temin ettik. Biletler satılınca da gidip borcumuzu ödedik. Açık Mektup yazan rahmetli Mustafa Güllü, bizlerin müşkülümüz olup olmadığını sorabilirdi.

Rahmetlinin bizi zemeden mektubunda, çok Gazianteplinin gitmediğini yazmış; aksine bütün biletler satılmış ve yer olmadığı için çok Gaziantepli salona girememişti.

Mektupta, halay çekilmesi gibi Gaziantep ile ilgili bir şeyler olmadığı, dans edildiğinden bahsediyor. Bu gece, Gaziantep’in tanıtımı için değil bir araya gelmek ve eğlence gecesi idi.

Yönetim Kurulumuz 8 Şubat 1954 günü halay dahil, Gaziantep ile ilgili bütün konular ele alınarak gün düzenlemiş ve Takdir toplamıştı. Hatta halay çekenler arasında ben de vardım. Kapalı çarşıdan kiralık giysi bile almıştık.

İkinci konu mukaddes dinimizle ilgili.

Sayım Mehmet Nejat Güllü’ye, Kur’an-ın Âl-İmrân 79. Ayetini hatırlatmak isterim: “Allah’ın kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik bir beşere, bunlar kendisine verildikten sonra insanlara, ‘Allah’ı bırakıpda buna kul olun’ demek değil, tersine kitabı öğretmekte ve onu okumakta olduğunuzdan dolayı ‘Rabbaniler olunuz’ demek yakışır.’

Sayın Mehmet Nejat Güllü, 1953 yılı Fıstık gecesini, kitabına aldığı için Gaziantep Kültür Derneğinin 1953 yılı Yönetim Kurulunda olduğumdan bu cevabı yazmak ihtiyacını duydum.

Orhan YALKIN