Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği CUMHURİYET BAYRAMIMIZ kutlu olsun.

Atatürk’ün kimseye nasip olmayan bir sürü özellikleri vardır. Bir özelliği de her lidere nasip olmayan ileri görüşlü olmasıydı. Yıllar öncesinde söyledikleri birçok olayın gerçekleştiğini görüyoruz.
Siz değerli okuyucularıma bugün bu olaylardan birkaçını sunmak istedim.

Avrupa’da Adolf Hitler ve Benito Mussolini, ülkesini geliştirmek isterken, Almanların ve İtalyanların, nerede ise taptıkları bu iki lider hakkında yıllar önce şöyle demiştir:
Hitler’in dünyayı kana bulayacağını 1934 yılında ön görüp beyan etmiştir, Atatürk. Nitekim 1939 yılında başlayıp 1945 de son bulan İkinci Dünya Savaşının müsebbibi olan Hitler, milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur.

Mussolini 1930’lu yıllarda İtalya’da, Kara Gömleklileri yaratmış ve gözlerini İzmir’e, Çanakkale ve İstanbul boğazlarına diktiğini öğrenen Atatürk, Mareşallik elbisesini giyip, ayağına çizmeleri çekerek, İtalyan Büyükelçisini karşılamış ve liderine gereğini bildirmesini söylemiştir.
Mussolini bundan sonra Türkiye ile ilgili sözler söyleyememiştir.
O günlerde şair Nihal Atsız yazdığı şiiri şöyle başlar:

Ey Benito Mussolini! Ey gayey yüce,
İtalyanlar Başvekili muhterem Duce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar… Bizim için harp düğündür;
Din Arap’ın, hukuk sizin, harp Türklüğündür.

Atatürk Mussolini hakkında “Göreceksiniz bu adamı, kendi milleti linç edecektir” demiştir.
1939 yılında başlayıp 1945 yılında biten İkinci Dünya Savaşı sonucu Almanya ile beraber İtalya da savaşı kaybetmiş ve Mussolini metresi ile birlikte Pirene Dağlarından İsviçre’ye kaçarken kendi milleti olan İtalyanlar tarafından yakalanmış, öldürülüp ikisi de ayaklarından asılmışlardır.

İngiliz Kralı VIII. Edwaard’ın sevdiği kadın için tahttan feragat edeceğini Atatürk çok önceden söylemiştir.
Nitekim Krallıktan feragat ettikten sonra sevgilisi ile 1937 yılında evlenmiştir.

30 Ağustos. “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” emri verilecektir. Yunan askerleri siperleri terk edip İzmir’e doğru kaçmaktadır.
Atatürk, İsmet Paşa ve Mareşal Fevzi çakmak bir aradalar. Herkes, Atatürk’ün meşhur emrini vermesini bekliyor. Ama Atatürk’te tık yok. Fevzi Çakmak Atatürk’e “Haydi Paşam. Ver şu emri; Yunan askerleri kaçıyor” demesine rağmen Atatürk’te çıt yok. Artık İnönü ve Çakmak seslerini daha da yükselterek, emrin verilmesini talep ediyorlar. Tam bu sırada Yunanlıların terk ederek kaçtıkları siperlerden patlamalar arkası arkasına devam ediyor. Zira kaçarken bombalı tuzaklar kurmuştur Yunanlılar.

Atatürk “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir , ileri!” emrini veriyor.
Bunu gören Fevzi çakmak, Atatürk’ü öperek sen “Dâhisin Kemal” demekten kendisini alamıyor.

“İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar” ileri görüşü bugün ispat edilmiş olmuyor mu?

Atatürk’ün gençlere söylediği “Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kâfi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır” sözleri Atatürk’ün ileri görüşlü bir lider olduğunu açıkça ortaya koymuyor mu?

Orhan YALKIN