İş adamı olan bir kişi iflas edeceğini anlayınca, yaşam tarzı daha güzele doğru yol alır. Eski haline göre daha kuvvetli daha varlıklı gösterir, kendini.

            Yardımları artar. Fakir-fukaraya, yardım derneklerine haddinden fazla maddi yardımlarda bulunur. Böylece kendini güçlü göstermek ister.

            Madalyonun arka yüzü ise görünenin tamamen tersini sergilemektedir; iflasın eşiğine ramak kalmıştır.

            ***

            Yukardaki açıklarımı, tanıdığım birinin ve görgü sahibi olduğum bir iş adamını örnek olarak göstermek istiyorum.

            Bay X sanayicidir. İşini bilir, kendi ve akrabalarının dışında eli sıkı bir tanıdığımdır. Arabası dahi yoktur; işyerinin servis arabası ile işine gidip gelir.

            Bir süre sonra zamanın çok gözde olan Mazda marka araba almış, en kısa mesafelere bile bununla gidip gelir olmuştu.

            Eli sıkı olan bu tanıdığım, arkadaşlarına yemekler vermeğe, onları eğlence yerlerine götürmeye başlamıştı.

            Paranın çok değerli olduğu günlerde bir derneğe şimdi anımsayamadığım yüklü miktarda bir rakam yazılı çek verdiğini görmüştüm.

            ***

            Bu şekilde yaşantı 2-3 ay sürmüş, aklımın kenarından bile geçmemiş olay gerçekleşmiş tanıdığım kişi iflas etmişti.

            İflastan önceki yaşantısını müflis herhalde şöyle düşünmüş olabilirdi: “Nasıl olsa her şeyimi kaybedeceğim. Ancak kuvvetli olduğumu eşe dosta, borçluya alacaklıya daha kuvvetli göstermeliyim. Araba almalıyım; dışarıdaki yaşantımı davetlerle geçirmeliyim. İflas edince elimde avucumda nasıl olsa bir şey kalmayacak….“gibi.

            ***

            İflasa giden gerek gerçek gerekse hükmi şahıslarda, yukarıda açıkladığım olaylara çok rastlanabiliyor. Acaba ülkelerde de rastlanır mı?

            ***

            Nasreddin Hoca’ya “Burnun ne tarafta?” diye alaylı ve aptalca bir soru sormuşlar.

            Hoca hiç kızmamış ve hemen ensesini göstermiş.

            “Tam tersini gösteriyorsun Hoc Efendi,” demişler.

            “Bir şeyin tersi bilinmezse, doğrusu anlaşılmaz” diye cevaplamış Hoca.

 

                                                                               Orhan YALKIN