Özel okullar, özel öğretim kursları, özel rehabilitasyon merkezlerleri, etüt merkezleri ve danışmanlık gibi adlar altında faaliyet gösteren özel öğretim kurumları uzan süreden bu yana eğitim hayatımızın gerçekleri olarak karşımızda duruyor.

Bu kurumlar ve bu kurumlardan eğitim hizmeti alan öğrencilerimizin sayıları gün geçtikçe artarken, aynı zamanda bu kurumlarda görev yapan öğretmenlerin yaşadığı sorunlar da gün geçtikçe artmaktadır. Bu sorunlara kısaca değinecek olursak;

-Elden ödenen maaşlar: Birçok kurum, bünyelerinde görevli öğretmenlere maaş ödemesi yaparken, maaşın asgari ücret kadar kısmını öğretmenin hesabına yatırıp, kalan kısmını elden vermektedir, bu suretle SGK’ye ödenen prim düşük gösterilmekte, bu şekilde haksız kazanç elde etmektedir.

-Ek ders, nöbet ve eğitime hazırlık ödeneğinin ödenmemesi: Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğine göre özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenler 20 saat maaş karşılığı ve 20 saat ek ders olmak üzere toplam 40 saat derse girebilmektedir. Ancak özel okullar tarafından MEB’e gönderilen sözleşmelerde bu duruma uyulmuş gibi gözükse de ek ders ücreti ödeyen kurum yok denecek kadar azdır. Ayrıca öğretmenlere nöbet ücreti fazla mesai gibi ücretler ödenmemekte, birçok kurum eğitime hazırlık ödeneğini de ödememektedir.

-Kamuda çalışan öğretmenlerin özel öğretim kurumlarında görev yapması: Kamuda görev yapan öğretmenler haftada 8 saat ders ücreti karşılığında özel okullarda derse girebilirken bu kurala uyulmamakta, birçok öğretmen etüt merkezlerinde mevzuata uygun olmayan şekilde 8 saatten fazla ücret karşılığı derse girmektedir. Bu durum özel sektörde görev öğretmenlerin iş imkânlarını azaltmaktadır.

-Kamuda görev yapan öğretmenlerin etüt merkezlerine öğrenci yönlendirmesi: Kamuda görev yapan bazı öğretmen ve eğitim yöneticileri etüt merkezlerinin gizli ortağı durumundadırlar. Bu meslektaşlarımızın hem etüt merkezi işletmesi, hem de görev yaptıkları okullardan ortağı oldukları etüt merkezlerine öğrenci yönlendirmeleri hem hukuki, hem de ahlaki olarak doğru bir davranış değildir.

-Özel okullarda, devlet kitaplarının okutulmaması: Özel okulların neredeyse tamamında ücretsiz dağıtılan devlet kitapları okutulmamakta, bunun yanında öğrencilere yardımcı kaynak dayatması yapılmakta, yardımcı kaynak almayan öğrenciler deneme sınavlarına, hatta derslere alınmamakla tehdit edilmektedir.

-10 ay maaş ödenmesi: Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğine göre öğretmen sözleşmelerinin 1 yıllık olması ve maaşların 12 ay ödenmesi gerekirken bazı kurumlar maaşları10 ay ödemektedir.

-Öğretmenlere senet imzalatılması: Bazı kurumlar sözleşme imzalattığı öğretmenlerine senet imzalatarak okuldan ayrılma durumlarına karşı hukuk dışı bir uygulama yapmaktadır.

-Hayalet öğrenciler: Bazı kurumlar kurslarla anlaşma yaparak hayali öğrenci almakta, öğrenci hiç okula gelmeden ve yazılılara girmeden, okul ücretini ödeyerek okuldan mezun olmaktadır. Bu durum kamuda öğrenim gören öğrencilerle haksız rekabetin oluşmasına neden olmaktadır.

-Şişirilmiş notlar: Özel okullarda eğitim yöneticileri tarafından öğretmenlere yüksek not vermeleri konusunda baskı yapılmakta bu durum kamuda okuyan öğrenciler ile özel okul öğrencileri arasında haksız rekabet yaşanmasına neden olmaktadır.

Bu sorunların tümünün kamusal eğitimle çözülmesi ve bütün eğitim hizmetlerinin devlet tarafından verilmesiyle çözüleceği açıktır ancak böylesi bir sürecin çok uzak olmasından bahisle, özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin örgütlenerek mücadeleyi yükseltmeleri elzemdir.
Kaynak

Özel Sektör Öğretmenliği Birlikteliği Derneği