Gaziantep Tapu Müdürlüklerinde zamanında yapılan hataların düzeltilmesi konusundaki kargaşanın bir türlü önüne geçilemiyor.

Daha önce bu sütunlarda defterden deftere ve sonra da defterden bilgisayara geçerken bir sürü hatalar yapılmış olduğunu yazmıştım. Bunların düzeltilmesi için de başvuru sahibinin talebi karşısında görülen hataların tapu elemanlarınca düzeltilmesi gereğini de önermiştim.

 

            Nedense kendilerince yapılan bu çeşit hataların, herhalde kendilerine zahmetli bir iş olacak ki hep mahkeme yolu gösterilmektedir. Sözün özü, hataların %99’u geçişlerde olduğundan düzeltmelerin de kendilerince yapılması gereğinin artık bilincinde olmalıdırlar.

 

            Bu kere aynı olayla bende karşılaştım.

            Öğretmenevleri Mahallesinde küçük bir dükkanım var.; kirada. Kiracım her ay kira bedelini bankadaki hesabıma yatırıyor.

            Diğer taraftan tapusu var. Arsanın, binaya dönüştürülmesi ile ilgili işlemler tamamlanmış ve iskân alındığına dair bütün belgeler de var.

            Ama gel gör ki tapu müdürlüğünde benim adıma böyle bir gayrimenkul yok.

            İnsanın şaşırması elde değil. Elimde tapu var ama dükkân yok.

 

            Tapu dairesine başvuruluyor. Burada ilgili memur tapumdaki ada parsele inceleyip kimin olduğuna bakmıyor. Git-gel…

            Nihayet ada ve parsele bakılıyor; sahibi Orhan Yalçın.

            E! Bilgisayar böyle diyor.

            Bilgisayara geçerken hatanın düzeltilmesi için ilgili kütük yani defter açılmalı, orada bu parselin sahibinin Orhan Yalkın olduğu görülmeli ve düzeltmenin yapılması gerekir.

            İnşallah!

 

            Temel televizyonda Türk filmi izlerken telefon acı acı çalar. Telefona bakan Fadime, kısa bir görüşmeden sonra telefonu kapatıp Temel’e seslenir:

            -Cemal’in karısı ölmüş. Seni cenazeye çağırıyor.

            Temel üzgün bir ifade ile:

            -Bu sefer gitmem.

            -Olur mu Temel? O senin en iyi arkadaşın.

            Temel biraz düşünür ve:

            -Adam, üçüncü kez karısının cenazesine çağırıyor Fadime. Ben O’nu bir kez davet edemedim. Ne yüzle cenazeye gideceğim.