İçinde bulunduğumuz dönemde okuma, bireyin başlıca öğrenme yollarından biridir. Birey, edindiği bilgilerin büyük bir kısmını okuma-anlama yoluyla edinir. Bu anlamda okuma-anlama yeterliliği bütün öğrenme alanları için son derece önemli ve belirleyici bir beceridir.

Birey bilgi edinmek amacıyla yazılı metinleri okurken önce yazılı metne karşı duyuşsal yönden hazırlık yapar. Okumada bu süreci, öğrenme stiliyle uyumlu öğrenme stratejilerinin kullanımı izler. Okuyarak öğrenmede bireyin bilgiyi algılayıp ayırt etmesinden ve yeniden anlamlandırıp zihninde düzenleyinceye kadar geçen aşamada öğrenme stili belirleyici bir işleve sahiptir. Bu nedenle birey kendi kendine öğrenme sürecinde öğrenme stiliyle uyumlu öğrenme stratejilerini işe koşar.
Stratejik okuma becerisi sergileyen okuyucular duyuşsal stratejileri etkin kullanabilirler. Duyuşsal stratejiler; Okuyucunun okunacak metne dikkatinin çekilmesi, istekli kılınması, isteklilikte devamın sağlanması ve belli bir amaç doğrultusunda okumaya yönlendirilmesi gibi uyaranlarla doğrudan ilişkilidir. 

Bu süreci etkileyen duyuşsal unsurları şöyle sıralamak mümkündür:

Dikkat

Psiko-fizik enerjinin bir noktada toplanması olarak tanımlanabilir. Bu enerji özelliği gereği okuyucunun kısa süreli kullandığı sınırlı bir kaynaktır. Dikkatin sağlanması, bireyin zihinsel enerjisini belli bir uyarana yöneltmesi ve diğerlerini ihmal etmesiyle gerçekleşir. Bu nedenle bireyin metni tam algılayabilmesi için bütün enerjisini okuduğu metnin belirli bir bölümüne odaklaması gerekir.

İsteklendirme

İsteklendirme, bireyi öğrenmede harekete geçiren güce verilen addır. Bireyde isteklendirme bireyin dış dünyasından ve iç dünyasından gelen uyaranlarla gerçekleşir. Araştırmacıların isteklendirme konusunda uzlaştığı ortak nokta, bireyde içten gelen uyaranların, dıştan sağlanan uyaranlardan daha etkili olduğu yönündedir.

Kaygı

Birey güçlü bir istek ve arzuyla oluşturduğu beklentilerine ulaşamayacağını hissettiğinde tedirginlik hali yaşar. Bireyin kaygıdan uzaklaşmasının yolu, düzenli ve kontrollü okumak, kendi kendisine başarabileceği yaşantılar geçirerek özgüven oluşturmaktır.

Tutum

Bireyin belli bir olay veya problem karşısında gösterdiği kalıplaşmış davranışlardır. Bu eğilim okumaya, muhakeme etmeye, yazı yazmaya, derse katılıma, okula veya öğretmene karşı olumsuz bir tutuma dönüştüğünde bireyin öğrenmesi olumsuz yönde etkilenir. Okuma-anlamaya karşı olumsuzluğa yol açan durumlar ortadan kaldırıldığında, tekrar okumaya karşı olumlu tutum oluşturma eğilimi artar.

Bireyde okuma-anlama gücünü artıran ve üst düzey düşünme becerilerini geliştiren okuma-anlama stratejileri etkin kullanıldığında, bireylerde üst düzey davranış ve düşünce örüntüleri oluşmasına katkı getirmektedir. Üst düzey düşünme ve anlamlandırma becerisi, metni isteklice okumayı, uyaranlar arasında seçici davranmayı, yeni uyaranları ön yaşantılarla bütünleştirmeyi, özümlemeyi, içselleştirmeyi ve zihinde yeniden yapılandırmayı gerektirir.

Kaynaklar

H.Ömer BEYDOĞAN. OKUMA VE ANLAMAYI ETKİLEYEN STRATEJİLER