İnşallah Rusya, bize sattığı malların bedelinin Ruble ile bizden aldığı malların bedelinin Türk Lirası ile ödenmesi önerilen teklife hayır der.

            Neden mi?

            ***

            Bizim merkez bankası, o kadar güçlü olmayan Rubleleri her halde elinde tutmamıştır; milyarlarca dolarlık alışımızı karşılayacak miktarda Rublesi yoktur; bu bir.

            İkincisi, Rusya ile ticaretimize baktığımız zaman, Rusya’dan 16-17 milyar Dolarlık mal alışımıza karşılık, Rusya’ya 3 milyar dolarlık mal satmaktayız.

            Aradaki fark kadar Ruble, Merkez Bankasının portföyünde olamayacağına göre, ödememiz gereken 13-14 milyar dolarlık Rubleyi nasıl tedarik edeceğiz.

            Nasıl mı?

            Dolarla!

            ***

            Yani Doları bozdurup, Ruble temin etmek gerekecektir.

            Bu neyi değiştirebilir ki?

            ***

            Ülkeler arası ticaretin, milli paralarla yapılabilmesi için, karşılıklı olarak ticaretin denk olması veya denkliğe yaklaşık bulunması gerekir.

            Örneğin, Rusya’dan aldığımız mal bedeli kadar da, satmış olabilsek!

            ***

            Aleyhe arada, bizim Rusya ile yaptığımız alış-veriş gibi çok fark olunca, Türk Lirası vererek Ruble temin etmemiz mümkün değildir. Ancak, Rublenin, Dolarla sağlanabileceği, gün gibi aşikârdır.

            Bunun için, bu tür anlaşmanın fayda sağlayamayacağı görüşünde olduğum için, Rusya’nın teklifimize “İnşallah hayır der” diyorum.

            ***

            Yazıma bir Hoca fıkrasıyla son vereyim:

            Hoca başından büyük iş tutup da sermayeyi kediye yükletince, terazinin koluna yapışmış; gündeliğini doğrultmanın yoluna bakıyormuş.

            Bir gün, ağzı kalabalık biri, uğramış dükkânına. Dereden, tepeden derken, sözü ramazana getirmiş. Yıllardan bir yıl, nasıl olup, orucu kazaya bıraktığını sayıp döktükten sonra:

            -Allah kabul ederse, bu borcumu edaya başladım; veresiye verirsen, biraz iftarlık zeytin alacağım; deyince Hoca:

            -Yahu, demiş; Allah’a karşı borcunu bu kadar geciktirdikten geri, kula olan borcunu, kim bilir ne zaman ödersin.

 

                                                                                              Orhan YALKIN