1952 yılında Gaziantep Ticaret Lisesi ilk mezunlarını vermişti. 13 Ökkeş Bahri Şahin, 16 Nail Erdem, 33 Orhan Yalkın, 46 Mahmut Üstün Sürmeli, 55 Cengiz Ozan, 60 Enver Büyükbeşe, 62 Celal Baysalman, 65 Müştak Alp, 66 Ekrem Güreş, 67 Sait Söylemez, 72 Hasan Bozkurt, 74 Ökkeş Tural, 78 Arif Elmacıoğlı, 80 Fethi Akdeniz, 83 Hikmet Güngör, 86 Ahmet Büyükbeşe, 87 Ali Kazaz, 88 Bedrettin Karakök, 89 Ali Şefik Atılgan okulun ilk mezunlarıdır. Bugün, ben dâhil yedimiz hayattayız.

xxx

Üç kişimiz hariç hep birlikte, şimdi Marmara Üniversitesi olan İstanbul Sultanahmet’teki İstanbul Yüksek Ekonomi Ve Ticaret Okuluna kaydolmuştuk. O günlerde branşımızla ilgili birde İzmir’de okul vardı.

Okulun kadrolu hocalarının yanı sıra bazı derslerimize, İstanbul Hukuk Fakültesi hocaları gelirdi.

Prof. Cevat Yücesoy, Prof. Sedat Balmumcular, Ali Rıza Akbora, Prof. İ.Nail Esin, Ord. Prof. Reşat Kaynar, Raşit Taşdur, Muzaffer Evrenos, Saim Akbora, Prof. Nihat Sayar, Prof. Gıyasettin Akdeniz, Ord. Prof. Burhan Zini Sanus, Prof. Vakur Versan, Ord. Prof. Sıddık Sami Onar, Prof. Hüsnü Hamit Sayman, Prof. Sadrettin Tospi, Prof. Vassaf Tolga, Prof. Fazıl Kamil Gülçür,  Prof. Hüseyin Naili Kubalı, Prof. Faik Soner, Şekip Yeğin, Osman Fikret Arkun feyz aldığımız hocalarımızdı.

xxx

Prof. Cevat Yücesoy İşletme Ekonomisi dersimizin hocasıydı. Ticari işletmelere ‘Müessese’ dediğiniz zaman kızar ‘İşletme’ denilmesini isterdi.

Ne yazık ki ancak 3 ay kadar dersimize girebilmiş, 1953 yılında vefat etmişti.

xxx

Ticaret Tarihi Hocamız Prof. Sedat Balmumcular’dı. Teksir edilmiş 30-40 sayfalık ders notu vardı. Bunun içerisinden de 60 soru tespit etmişti.

Hoca ders anlatırken, bu notlardan takip ederdik. Kelimesi kelimesine, dip notlarına varıncaya kadar ezbere söylerdi. Bizden de yılsonu sınavlarında aynı şekilde cevaplamamızı isterdi.

Benim ezberleme yönüm çok zayıftır. Bir şeyi kolay ezberleyemem; muhakkak anlamam gerek. Anladıktan sonrada unutmam. Bu sebepten Ticaret Tarihinden ikmale kalmıştım.

Bir yaz ezberlemeye çalıştım. Ancak 60 sorunun 15’inin cevabını ezberleyebilmiştim.

Hoca, sınavı sözlü yapar ve iki soru sorardı. Birini bilir, birini bilemezseniz, bilmediğiniz soruya yakın bir yerden üçüncü soru sorardı. Bu durumda benim bu dersi başarmam yıldızdan ıraktı.

Hocanın rahatsızlanıp İsviçre’ye tedavi için gittiğinden bütünleme sınavının yazılı yapılacağı ilan edilince herkes bayram etmişti. Hemen 60 sorunun cevap küçük kâğıtlara yazılmış, onlarla sınava girmiştik.

Sorular soruldu ve kopyalar yapıldı. Hiçbir gözcü kopyaya ses çıkarmadı. Çünkü herkesçe hocanın tutumu biliniyordu. Ayrıca ders önemli bir ders değildi; nitekim bir süre sonra bu ders müfredattan kaldırıldı.

Eğer Hocamız sınavı yapmış olsaydı, her halde ben yükseköğrenimimi tamamlayamazdım.

xxx

Ali Rıza Akbora Birinci sınıfta Ticaret Aritmetiği dersimizin hocasıydı. Aynı zamanda idareciydi.

Yılsonunda sözlü sınavına Hasan Bozkurt arkadaşımla birlikte girmiştik. Ben sorularımın cevabını hazırlarken Hasan tahtada birinci sorusunu çözüyordu. Bir ara Hocanın “Oğlum o şekilde sonuç yanlış çıkar; iyi düşün” gibi laflar ediyordu. Hasan’ın matematik yönü çok kuvvetliydi. Hocanın böyle sözleri karşısında dayanamayıp “Hocam bir dakika müsaade; ben bu yolla çözeyim, sonrada sizin bildiğiniz yolla çözeceğim” sözleri hala kulaklarımda çınlıyor.

Hasan’ın kendi gittiği yoldan sonucu gören Hoca, Hasan’a 10 numara verip, ikinci soruyu yapmasına gerek duymamış, öperek onu dışarı çıkarmıştı.

 

Devam edecek