Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir.Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye, onları sıkıştırmanız da helal değildir.
Ancak açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa başka. Onlarla iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur.
Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden kuvvetli bir teminat almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz?
Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa,
yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.
Ayet-i kerimelere baktığımızda evlilik hukukuna göre kadına maddi teminat olan mihr, farzdır ve erkeğin karısından geri istemesi haramdır,ancak evlilik içinde kadın kendi rızasıyla vermesi müstesnadır.
Yine evlilik hukukuna göre mihrin tespit edilmediği nikâh olmaz. O takdirde sonradan mihr istenirse, mihri misli takdir eder.
Erkeklerin boşanma safhasına gelen boşanmaların alt yapısında erkek tarafından çeşitli yollardan hilelerle bir çok desiselerle eşine verdiği mihri geri alması caiz değildir.Yine ayeti kerimenin
devamında ''onlarla iyi geçinin'' sözüne baktığımızda cenabı hak burada erkeğe nasihat edip, kadını incitmemesi hususunda uyarmıştır. Çünkü kadın fıtraten zayıf ve narindir. Tamamen duygusal olup her an üzülmeye meyilli bir yapısı vardır.
Peygamber efendimiz sav bir çok hadisinde erkeğin hanımına karşı iyi olmasını ve ona merhametkar davranmasını emretmiştir.Karısı ile hoş geçinmek sadece ona eza etmemekten ibaret değildir.Ondan,herhangibir suretle gelebilecek sıkıntılara katlanmak,o öfkelenince ona mülayemetle muamele etmekte lazımdır.Nitekim peygamberimizin eşleri sözle mukabelede bulunurlardı.Efendimiz böyle anlarda mülayemetle muamele ederdi.
Bir gün Hz. Ömer’in eşi kendisine sözle mukabele etmişti.Hz.Ömer ona, ‘bana karşı sözle huysuzluk mu ediyorsun ? 'dedi.Karısı;
-Resulullah senden daha hayırlı olduğu halde onun eşleri ona yapıyorlar..!diye cevap verdi.Hz. Ömer de şöyle dedi:
-Eğer kızım hafsa peygambere sözle karşılık verdiyse hata etmiş,dedi.Daha sonra Hz. Ömer peygambere sözle karşı gelmekten hafsa ra. sakındırarak şöyle dedi;
-Ebubekrin kızı Aişe'ye bakarak peygambere sözle karşı gelme,zira o Allah’ın sevdiğidir...
Erkeğin eşi ile şakalaşması ve onunla bizzat ilgilenmesi yine kadının kocası üzerindeki hakları cümlesindendir.Asık suratla ciddi tavırlar takınarak aile içinde sessiz ve korkulu bir ortam yaratmak
şüphesiz o erkeğin işe gitmesi için sabaha kadar sabırla bekleyen karısı ve çocukları ve o gelene kadar evde rahat olan aile efradına yapılmış en büyük zulümdür. İnsan ne kadar zalim olmalı ki
ailesi, o geliyor diye korkudan mum dikilip,o kocanın şerrinden uzak olmaya çalışsınlar.
Peygamber efendimiz eşlerinin akıl ve kültürleri seviyesine inerek onlarla şakalaşırdı.Hatta Hz.Aişe ile koşu müsabakası yapar,bazen biri diğerini,bazen diğeri birini geçerdi.
Peygamberimiz insanların,hanımlarına ne çok izzet-i ikramda bulunanıydı.
Hadisi şerifte;
-Sizin en hayırlınız karısına hayırlı olandır.Ben sizin, eşine en hayırlı olanınızım...
Hz.Ömer haşin bir insan olmasına rağmen der ki:
-Kişi,ailesi hususunda bir sabi gibi olmalıdır....
Müslüman bir kimse evinin içinde ailesine karşı onların kültür ve seviyesine inerek sevmeli,şefkat etmeli, şakalaşmalı,onların ihtiyacını gidermeli. Evinin dışında ise,gayet vakarane bir erkek olup,toplumun her alanında ağır başlılığını korumalıdır.