Buyurmuş Imam-ı Şafii ; öyleyse yeryüzünde ayağını vura vura yürüyen, sesini haşînce yükselten, ilim ehli olmadığı halde her şeye vakıf olduğunu zanneden, sosyal statü hastası olan ve her fırsatta kendini övenleri gördüğümde onları eski cahiliye dönemindeki puta tapan kişilerden pek farklı görmüyorum. Onlar puta tapıyorlardı, bunlar aşağılık nefslerine!!!
İnsanın kendisini, başkalarından üstün olmadığı hâlde üstün görme ve tutma hastalığı kendisini eblehane bir hâle koyarken, kendini kendi eliyle, ne kadar basitleştirdiğinin de farkına varmaz.
Kendini tüketerek harap eylemenin, sonun türap olduğu halde ayağını yerlere vura vura yol almanın, göğsünü balon gibi bir hiçliğe kabartmanın, ‘tam, eksiksiz, yanlışsız ve kusursuz" bir ruh haline kapılmanın, insanlarla diyalog kurarken, iletişimde kendini soğuk beğendirerek muhabbeti zedelemenin, diğer insanlardan kendini çok daha iyi görmenin ziyanı; hiç şüphesiz mükemmel, ahenk ve uyum içinde insanlarla iletişim kurmasına engel olacaktır. Bu tip insanlar tek tip olduğu için, her kesimle iletişim kuramayıp toplum içinde barınamayarak sevilmezler.
"Bir cesedi sırtlanmış ufacık bir ruhsun sen"
(Epiktetos)
Hepi topu bir cesetten ibaretken azamet- fürûş (Büyük görünmek isteyen)
Bir davanın davacılığını üstlenmek mantığa giden bütün doğru yolları tıkamaktan başka neye yarar ?
Haddini bilen, fakriyetinin farkında olan insanlığımıza doğru gidebilmemiz umuduyla...