Bugünlerde sosyal medyada, bir okulun bütün öğretmenlerinin sözbirliği edip, okul çıkış zili çalınca, öğrencilerden önce çıkışa doğru hızla koşmalarını konu edinen bir video, eğitimciler arasında çokça konuşuldu ve konuşulmaya da devam edilecek.
Sözkonusu videoda öğretmenler ironi yapıyor tabii!
Hani son derste, daha derse başlarken öğrencilerin yavaş yavaş toparlanmaya başlamaları, sınıfta saat varsa saati gözlemeleri, saat yoksa akıllı saati olan arkadaşlarını yoklamaları, o da yoksa öğretmen direk “Kaç dakika kaldı öğretmenim?” sorusunu sordukları anlar var, işte o anlar çocuklara okulu ve öğrenmeyi sevdiremediğimizin en açık göstergesi değil mi?
İşte son derslerde yaşanan bu karmaşayı ortadan kaldırmak için en başta yapılması gereken çocuklara okulu, öğrenmeyi sevdirmek, onların öğrenme çabalarını desteklemek ve öğrenme kararlılıklarını sürdürmelerine yardımcı olmaktır.
Bu anlamda çocukların öğrenmeyi sevmeleri ve meraklarını gidermek için çaba göstermeleri, öğrenmeyi deneyimlemeleri onların isteği ve içsel motivasyonuyla gerçekleşir. İnsan nasıl sevmediği bir ortamda bulunmak istemez ve bunun için gerekli çabayı göstermezse, çocuklar da kendileri için ilgi çekici olmayan ortamlarda bulunmak istemezler. Bu durumdan dolayı çocukların bir derse veya bir konuya karşı ilgi duymalarının ve olumlu tutum geliştirmelerinin sağlanması oldukça önemlidir. Bu amaca ulaşılmasında ise okul içi ve okul dışı öğretim süreçleri önem kazanmaktadır.
Okul içi, sınıf ve okul dışında yaşanılan öğrenme deneyimlerinin çocuklar için çekici, onların merakını uyandırıcı, etkinliklere katılmalarını destekleyici, merak uyandırıcı ve öğrenmeyi sağlayıcı nitelikte olması gereklidir.
Okullarımızda yıllardır uygulanagelen ve birbirinin tekrarı programlar, pilot uygulama olmadan hayata geçirilen projeler, merkezden alınan ve yereli yeteri kadar işin içine sokmayan uygulamalar, kâğıt üzerinde gerçekleştirilen değişiklikler ve öğretmenlere yeteri kadar verilmeyen hizmetiçi eğitimler nedeniyle, Bakanlık tarafından büyük umutlarla ortaya konulan eğitim politikaları yeterince işlevsel olamamıştır.
Bu nedenle, çocuklara okulu, öğrenmeyi sevdirmek, onların merakını uyandırmak ve öğrenmeyi içsel motivasyonla sağlamak için çocuğun üstün yararını düşünen ve onların demokratik sınıf ortamında öğrenme yaşantısını sürdürecek ortamları yaratmalıyız.