101 yıl geçti... Evet, koskoca bir yüzyıl ve bir yıl daha. Ama hâlâ, 1923’te kurulan Cumhuriyet'i içine sindiremeyen, Atatürk’ün çizdiği aydınlık yolu reddedenler var. Sormak lazım; Cumhuriyetle, Atatürk’le derdiniz ne? Neden hâlâ bu ülkenin aydınlanmasını, modernleşmesini istemiyorsunuz?

Cumhuriyet, bize yalnızca bir yönetim şekli sunmadı. Aynı zamanda, aydınlık bir zihin, sorgulayan bir bakış açısı ve bağımsız bir irade sundu. Atatürk, genç nesilleri “fikri hür, vicdanı hür” bireyler olarak yetiştirmek istedi. Bir düşünün, neden halkını özgürce düşünmeye sevk eden bir liderden korkuyorsunuz? Cumhuriyet, halkın iradesini merkeze koyar, bireyin hak ve özgürlüklerini en önde tutar. İşte size rahatsızlık veren de bu özgürlük değil mi?

Aydınlanma, sorgulayan bireylerin çoğalması demektir. Ve siz, toplumun aydınlanmasından korkanlar, bu ışığın büyümesinden, fikirlerin özgürleşmesinden çekiniyorsunuz. Çünkü özgür düşünen bir toplumda, baskılarınızı sürdüremezsiniz. Bu yüzden de Cumhuriyet’i, özellikle de onun eğitim alanındaki kazanımlarını baltalamak için elinizden geleni yapıyorsunuz. Bugün dahi, eğitim sisteminde yapılan değişikliklerle toplumu belli bir zihniyete yönlendirme çabası sürüyor.

Ama unutmayın, Cumhuriyet, tek bir neslin değil, bu topraklarda yaşamış ve yaşayacak olan tüm halkın mirasıdır. Cumhuriyet, bu toprakların en büyük ortak değeridir ve ona sahip çıkan milyonlarca insan var. Sadece bugünün gençleri değil, yarının nesilleri de Atatürk’ün gösterdiği aydınlık yolda ilerleyecek.

Özetle, Cumhuriyet’i yıkmak, onun ilkelerini sarsmak isteyenlere kötü bir haberim var: Cumhuriyet, özgür bir toplum için direnmeyi sürdürecek. Atatürk’ün izinde giden gençler, bu ülkenin aydınlık yarınlarını inşa etmekten asla vazgeçmeyecek. Siz ne kadar karanlıkta kalmak isterseniz isteyin, bizler, Atatürk’ün gösterdiği yolda yürümeye devam edeceğiz.
Nice Yıllara Cumhuriyet….Nice yüzyıllara….