İngilizlerin, daha çok giysi üzerinden yaptığı bir yorumla "Ucuz mala para verecek kadar zengin değilim" sözü ile başlayalım.
Sözün özü bu ifadenin, kişisel bir tercihten öte Ekonomik, Sosyal yaşama çok yönlü bir bakışı da içerdiği kanaatindeyim. O an için alımını düşündüğü daha iyi bir ürün için, maddi olanaklarını harcama düşüncesi, uzun vadede o Ürünle ilgili tekrar alıma gereksinim duymamayı sağlayacaktır. Farklı gereksinmelerimiz için bakarsak,söylediğim söz için kategorileştirme yapmak gerekecek. Son zamanlarda çokça kullanılan bir girizgahla başladık.Öncelikle nedir bu girizgah kelimesinin açılımı?
TDK tanımlaması ile;
Dilimize Farsçadan geçmiş olan girizgah kelimesi giriz ve gah sözcüklerinin birleşmesiyle oluşturulmuştur. Giriz giriş anlamına gelirken gah yer ve mekan demektir. Sözlük anlamı giriş yeri olan bu kelime, söylenmek istenen şey, maksat ve başlangıç noktası manasına gelir. Sözün her koşula değilse de temel tüketim için geçerli olduğunu kabul etmek gerekir.Buna bizim dilimizde ki bir ifadeyide ekleyelim; Salavat kuvvetle olur..Tüm insanlığın içine düşürüldüğü aşırı tüketim çılgınlığı içinde Dünya kaynaklarının yerine konulamayacak varlıklarının tüketilmesi her koşula uymayan bir anlayıştır.Bu günün bireysel, toplumsal tercihlerinin gelecek nesillerin çok daha büyük toplumlarının yaşamını etkileyici bir tercih olacağı bilincini edinmek zorundayız.
Günü kurtarma politikaları anlayışı ile yapacağımız eylemler gelecek nesillere karşı sorumsuzluğa dönüşmemelidir.İlkel diye tanımlanan Kızılderililere ait bir Ata sözü; Dünya, Atalarımızın bize mirası değil, gelecek nesillerin emanetidir..der.Her emanete ihanet de, itibar edilebilecek bir olgu değildir.
Bu sözü de genelleştirirsek "har vurup harman savurmamak"gerekir diyebiliriz.İşin ekonomik boyutunda yazdıklarım yanında Sosyal,Siyasi tarafından bakarsak..Ayran bulamaz içmeye tahtıravalli ile gider s.çmaya diye bir sözümüz var. İtibardan tasarruf etmeyeceğiz diye bir kaç dakikalık harcamasının 2 asgari ücretlinin maaşına denk geldiği bir israf, 1 kg.et için gecenin karanlığında sıraya giren Vatandaşının, çocuğuna yemesi için pazar artığı toplayan Annenin, açlık ve yokluk sınırlarının altında geliri olan geniş toplum sınıflarının, bırakınız iyi temel tüketim malı almasını, kötü gida malı bile alamayan çoğunluk yerine azınlık bir yandaş grubuna peşkeş çekilip batırılan ekonomik bir kaos yaşatılıyor.Sağlam vücut, sağlam kafada bulunur da ne yiyip ne içerse..Aç ayı oynamaz diye bir sözümüzü unutmadan.En temel gereksinmemiz olan Gıda'ya erişiminin Ülkenin temel gıda üretim politikalarını bu hale getirenlerden bir gün hesap sorma hakkınızı Demokratik yollardan sapmadan sorma vaktini geçirmeyin.
Çaresiz değilsiniz, ÇARE SİZSİNİZ...
Yük.İnş.Müh.M.Sait Köse