Canlı hayatın sürdürülebilirliğinde çok önemli bir yeri olan su, Dünyanın 3/4'ünü(%75),karalar (%25 'ini) kaplamaktadır. Ancak bu suyun %2.5'i tatlı su, geriye kalanı tuzlu sudur. %2.5 tatlı suyunda  büyük kısmı kutuplarda buzul olarak bulunmaktadır. Ulaşılabilir Suyun %0.3'ü(bindeüç) kullanılabilir-içilebilir sudur. İşte bu %0.3 oranında ki suya erişim için insanlar zaman zaman birbirleri ile savaşmış veya  bulunduğu yerden bir başka bölgeye nakledilmesi için coğrafi koşullara karşı mücadele etmiştir.Suyun temini, canlı hayatının sürdürülebilirliği için, tarımda, sanayide, diğer kullanımlar da olmazsa olmaz bir koşuldur. Bilinçli, bilinçsiz, eğitilmediğimiz nedenlerle tarımda vahşi sulamadan, temizlik,içme,sosyal gereksinmeler için aşırı tükettiğimiz, kirlettiğimiz su, İnsan da Ortalama olarak,   erkeklerde vücut ağırlığının %60'ını, kadınlarda vücut ağırlığının %50'sini ve çocuklarda vücut ağırlığının %65-75'ini  oluşturmaktadır.  Su tüketimi ile ilgili olarak cinsiyete, vücut ağırlığına bağlı olarak yetişkinlerde ortalama 2 litre su tüketimi tavsiye edilmektedir. 300 Bin yıllık İnsanlık tarihinin bilinen yerleşik 15 bin yıllık geçmişinde

Su Savaşlarının geçmişte yaşandığı gibi günümüzde de yaşanacağını beyan edenler bulunmaktadır.Özellikle bu günlerde coğrafyamızda yaşanan olayların özünde, yer altındaki enerji kaynağı olan sıvıya yani petrole ve yüzeyde ki duran, akan tatlı su için olduğunun beyanları vardır.Yine insan gereksinmesinin en temel öğelerinden biri olan gıdanın üretim adresi olan tarım topraklarınında birilerinin idaa ettiği gibi vadedilen topraklar olduğu beyanına bakılırsa bu coğrafyada ki kavganın adına BOP PROJESİ denilmekte,sonuç hedefinin ne olduğu ortadadır.Emperyalizm Bu hedefe yürürken, bölgedeki Devletler böl-yönet anlayışına uygun bir Strateji ile yeniden yapılandırılırken, Arap Baharı adı altında basılan düğmede kasırga etkisinin yaşandığı bölgemizde... sıradaki gelsin...Uyanalım da sıra bize de gelmesin...

Bütün bu istemlerin neticesinde birilerinin gözlerinden akan gözyaşları da yine su değil mi?. Sadece son birkaç aydan bu güne kadar Savaşın taraftarı olmayan Çocukların, kadınların olduğu yaklaşık 45 bin insanın, belki de ağlamaya, Göz yaşı dökmeye bile zamanı olmadan ölmesinin adı, eş başkanının bizden birinin olduğu BOP Projesi değil mi?Akan kan da, özünde su değil mi? Bu akan kan, akıtanları bir gün boğmayacak mı? İnsanlık bittiyse, İlahi adalet tecelli etmeyecek mi?

Akan bu kana tepki göstermek, durdurmak öncelikle yetkilendirilmiş suskun bireylere, kurumlara düşmez mi? Bu iğrenç oyunun  bir aktörü olmak yerine erdemli bir direnişçisi olmak daha adil,daha insani olmaz mı? Bu akıl tutulmasından, bu gün ona yarın bana çıkar beklemek, saflıktan öte aptallık olduğu bilinciyle düşünüp  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN ifadesi ile "Yurtta Barış,Dünyada Barış" ilkesi ile hareket etmeliyiz.

Çaresiz değilsiniz..ÇARE SİZSİNİZ...

YÜK.İNŞ.MÜH.M.SAİT KÖSE