İşini sevmek, mesai arkadaşını sevmek, meslektaşlarını sevmek, sevmek en yakınındakini sevmekle başlar. Sevgi ortamı, pozitif düşünce ne kadar çabuk yayılırsa, o kadar güzel ve olumlu düşünceler yayılır.
Okuduğum bir hikaye aklıma getirdi. Bu yazının sebebi olan hikayeyi de sizlerle paylaşmak isterim.
Her yıl yapılan ‘en iyi buğday’ yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır.
Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir.
Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.
Güzel evlatlar yetiştirince, güzel bir dünyaya sahipte olabiliriz. Onun için ne demiştim. Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.