En çok kullandığımız iki kelime vardır; evet ve hayır… Soru oyunu vardır; Evet ve hayır kelimeleri dışında bir şey söyleyen elenir. Yaşadığımız hayat içerisinde de bu oyun, şekil değiştirerek devam ediyor. Sürekli evet diyen birisi bu oyunda eleniyor. Sonucunu düşünmeden hareket etmek bazen uçurumun kenarına kadar sürükleyebiliyor. Son zamanlarda gözlemlediğim ve deneyimlediğim çok zorlandığımız şey, başka insanlara karşı hayır diyebilmek. Çok fazla başkalarını düşünerek hareket ediyoruz;  Ben eğer o insana hayır dersem kalbini kırar mıyım? Onun kötü hissetmesine sebep olur muyum? Düşüncesizlik mi etmiş olurum? Ya o sırada bana ihtiyacı varsa? Bir kere daha yanına gideyim destek olayım bir daha gitmem… hayır diyememenin altında yatan en büyük sebep insanın kendisini düşünmemesinden kaynaklıdır.

 

Zaman içerisinde kendini düşünen ve atacağı adımı ona göre planlayan insan hayata karşı daha olumlu yaklaşımda bulunabiliyor. Hayır demenin zorluklarından biri yaratacağı kaygıdan kaynaklı olabilir. Hayır dedikten sonra insanların size bakış açısının değişeceğini, bencil olduğunuzu ve kendi isteklerinize göre hareket ettiğinizi düşünebileceklerine odaklanırız. Halbuki hayır demek ile beraber bize gelecek zararın önüne baştan geçip engel olmaya çabalıyoruz. Bağımlılıkta da aslında en çok karşılaştığımız ve tekrar kullanıma dönmeye en büyük sebep gösterilen şeylerden birisi hayır diyememek. Kullanım arkadaşına, kız veya erkek arkadaşına, değer verdiğin abine, seni seven herhangi bir insana karşı ve bu durumun sonucu yine olumsuz… Hayır diyememenin altında yatan sebepler; korku, değersizlik duygusuna temas etmek, çaresizlik gibi şeylerde olabilir. Örneğin önceden aktif kullanımı olan bir hasta tekrar madde kullanımı olan birine temas ettiğinde çok büyük zorluk yaşayabilir eğer hayır diyemezse tekrar kullanıma dönmesi bir o kadar kolaydır. Karşı tarafı kırmamak ya da kendi itibarını zedelememek adına bir kere içeyim sonra temizlik süremi korumaya devam ederim diye düşünebilir ancak tekrar kullanımla beraber eski anılar tazelenmeye başlar ve verdiği haz hatırlanır tekrar uzak durmak çok zor bir durum haline gelir. Bu yüzden madde kullanımında en önemli şey hayır diyebilmenin öneminin karşı tarafa doğru bir şekilde aktarılmasıdır.

 

Sadece madde kullanımı olan bireyler için değil herkes için hayır demenin önemi tartışılır. Toplumumuz insanları yönlendirmek konusunda adımlar atmakta, herkes kendine doğru geleni yapmak yerine bir önceki nesilden gördüğü şeyi doğru olarak alıp modelleme yapıyor. İnsanlar her zaman olumsuz düşünmeye ve olumsuza yönelmeye meyillidir. Doğru paylaşımlar ve modellemeler ile hareket edip yanlış davranışların yerine neler konulabilir, yanlış düşüncelerin yerine hangi düşünce kalıpları uygundur aktarılmalıdır. Herkes hayatında hatalar yapar ve bu hatalar doğrultusunda seçimler yapıp sonuçlarını yaşar, ancak yanlış seçim yaptım deyip o tarafa yönelmektense o seçimi değiştirmek için tekrar çaba gösterilebilir. Kısacası pişmanlıklarımızı iyi kilerle değiştirmek zor değil. Hayatlarımızı başkaları için değil kendimiz için yaşamalıyız. Kararlarımızı kendimiz için vermeliyiz, sonucu olumlu ya da olumsuz fark etmez seçim yaparken kendimizi düşünmekten ve öncelik vermekten kaçınmamalıyız.

                                                                                                   KLİNİK PSİKOLOG SERRA YALKIN