Bipolar bozukluk aynı zamanda iki uçlu bozukluk olarak da adlandırılmaktadır. İki uçlu bozukluk denilmesinin sebebi kişiler mani dönemlerinde kendilerini mutlu, aşırı hareketli hissederlerken, depresyon dönemlerinde ise hayattan zevk alamadıklarını, çökkün ve yorgun hissettiklerini paylaşırlar. Genelde 15-35 yaş aralığında başlar.  Bipolar bozuklukta genetik yatkınlık olabileceği saptanmıştır. Mani dönemi en az 1 hafta sürer ve kişi kendini aşırı neşeli, mutlu, iyi hissederken bazı durumlarda sinirli , öfkeli veya kızgın davranışlar sergileyebilir.

Hipomani dediğimiz dönem ise; Mani dönemin daha hafif seyreden hali diyebiliriz. Mani dönem ve hipomani dönem zaman zaman karıştırılabilir. Mani dönemde işlevsellik bozulurken, hipomani dönemde işlevsellik daha az bozulabilir. Depresyon döneminde ise; Kendini kötü hissetme, hayattan keyif alamama,  sevdiği şeylere karşı oluşan ilgisizlik, iştah kaybı/ya da artışı, uyku/uykusuzluk, yorgunluk hissi, kendini değersiz hissetme ve suçluluk duygusuna temas etme, düşüncelerini tek bir noktada odaklamada sorun yaşama, kendine zarar verme düşüncelerinin olması gibi belirtiler görülebilir.

Bipolar bozukluğa sahip bir çok ünlü isim bulunmaktadır; Ludwig van Beethoven, Victor Hugo, Tolstoy, Isaac Newton. Bir çok kitap ve filmler de bipolar bozukluk konu olarak işlenmiştir. Bazı insanlar savaşmayı  ve günlük yaşamlarına devam etmeyi  tercih ederken, bazı kişilerde ise o duygudurumunun kendisini içine çekmesine izin veriyor ve ilaç kullanımını reddediyordur. Manik dönemler de kişi yeni plan  ve projeler tasarlamaya elverişlidir, ancak kimi zaman abartılı düşüncelere girebilir, normalde yapmayacağı şeyler yapıp, farklı davranışlar sergileyebilir. Uyku ihtiyacında azalma olur ve kişi 2 saatlik uykuyla tüm gününü geçirebilir ve çok enerjik   hissedebilir. Çok para harcama ve kontrolsüz cinsellik ile ilgili sorun yaşayabilir. Staj yaptığım dönemde ilk kez bipolar bozukluk tanısı alan birisi ile karşılaşmıştım. Aynı zamanda bağımlılık tanı kriterlerine girebilecek yoğunlukta alkol kullanımı da bulunmaktaydı. Kişi mani dönemindeydi, doktor kaç saatlik uyku ile ayakta durduğunu sorduğunda 2-3 saatlik uykuyla gününü geçirdiğini paylaşmıştı. İlaç firmasında çalıştığını ve kimsenin aklına daha önce gelmemiş fikirlerinin olduğunu heyecan içinde anlatmaktaydı, otururken yerinde duramıyordu ve dikkatini toplamakta güçlük çekiyordu. Bir süre hastanede yatılı tedavi  gördü stajımın bitiş zamanı yaklaşmıştı ve tekrar karşılaştığımızda o gördüğüm halinden eser yoktu çok bitkin, gözlerinin altı çökmüş bir şekilde ayaklarını yere sürterek yürüyordu daha sonra araştırdığımda o kişinin aslında depresyon döneminde olduğunu anlamıştım. İlaç desteklerinin daha iyi geldiğini gözlemlemiştim.

Bipolar bozukluk tekrarlayıcı bir rahatsızlıktır ve yaşam boyu devam eder. Stres, alkol kullanımı, uykusuzluk gibi durumlar atakları tetiklemekte önemli rol oynar. Ailenin desteğinin önemli bir payı bulunmaktadır. Bazen aileyi üzücü ve beklenmedik davranışlar sergilenebilir. Anlayışlı olmak ve yanlarında olduklarını hissetmek büyük bir önem taşır. Bazı durumlar da hastalık algılanamayabilir ve erken dönemde karşılaşıldığında karakter yapısı bu şekilde biraz asi ya da söz dinlemez gibi adlandırılabilir. Bu durum geçici sanılıp süreç uzadığında ve psikolojik desteğin yanında ilaç tedavisine geç kalındığında kişinin sosyal yaşantısında önemli ölçüde bozulmalar meydana gelebilir. Bazı durumlarda yüksek özgüven, zaman zaman sanrı düzeyine varan büyüklük düşünceleri olması kişiye zarar verici bir duruma dönüşebilir, kişi yardıma en ihtiyaç duyduğu zamandadır. Olabildiğince anlayışlı, sakin, suçlamadan ve yargılamadan yaklaşmak daha sağlıklı iletişim kurulmasını sağlayacaktır. Kişinin yaşam kalitesi çok önemlidir ve mutlaka bu konuda destek sağlanmalıdır. Kişiler tarafından damgalanma, yalnızlaştırılmasını sağlamak kişi de ben defoluyum diye kendini suçlayıcı bir tavra bürünmesine sebep olur. Bipolar bozukluk tedavi edilebilir ve dönem atakları önlenebilir. Güvene dayalı  bir şekilde tedavi sistemi ile hastalık kontrol altına alınabilir.  İyileşme sürecine destek için düzenli ilaç kullanımı ve psikoterapi gerekmektedir.