Her anlamda böylesine birlik beraberlik içinde olmamız gereken günlerde, herkes elinden geleni yapmayı kendine görev edinmişken iktidarın tavırlarına şaşırmamak mümkün değil. Balkonlardan sarkan sepetlerin üzerindeki not “fazlası olan koysun, ihtiyacı olan alsın”. Öte yandan mahalle bakkallarının camına yapıştırılmış notlar “veresiye defteri bir hayırsever tarafından satın alınmıştır”. Bu demek oluyor ki artık mahallelinin borcu yok..
Fırınların ekmek sepetlerinde fazladan ekmekler bulunuyor. Evine ekmek alamayan kimseler hiç kimseden çekinmeden ihtiyaçları kadar ücretsiz ekmeklerini alabilsin diye... Olanağı olup da üç tane kendisi için alan 1 tane de sepete bırakıyor. Şu inceliklere, şu birlik beraberlik anlayışlarına bakar mısınız? Ne yardımı yapanın kim olduğu belli, ne de bu yardımı kabul edenin… Tıpkı asırlar önce söylenen gibi… Bir elle yapılan yardımı diğer el görmeden... İyilikte yarışarak…
İyiliğin, yardımın, dayanışmanın engeli, sınırlaması, yasaklanması mı olur? İktidarımız neden bilmem ama buna da müdehale ediyor ve belediyelerin iyi niyetle yapmış olduğunu düşündüğüm yardımları sabote ediyor… Bunun sebebi ne olabilir?
Neden yapılmaya çalışılan yardımları engeller bilemem. Ama şahsen pek iyi bir niyet göremiyorum. Yapılan engellemeler bazı kendilerinden olan Belediye Başkanlarına bile haksız ve yersiz gelse de kurulan korku imparatorluğu sebebiyle sesini çıkaran başkan binlerce özürle geri adım atıyor. Hatta adım atmıyor gerisin geri koşuyor...
Bırakın insanlar kendi çaplarınca birlik beraberlik içinde yardımlaşmaya devam etsinler. Bırakın ihtiyacı olan bu yersiz engellere takılıp yoklukla boğuşmasın… Bırakın yardım etmek isteyen engellemeleriniz sebebiyle bundan vazgeçmesin.
Bir takım insanlar var ki iktidarın “göndereceksen bana göndereceksin” dediği yardıma kulak bile kabartmazken kendisine yakın hissettiği Belediye Başkanının yardım çağrısına tüm olanakları ile seferber olabilecek... Neden bu insanların yapacağı yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaşmasına böylesine bir yargılamayla engel oluyorsunuz?
Gelin bu durumu bir fırsata çevirin. Bizden olan şuraya, olmayan buraya tavırlarınız bu ülkeyi ayrıştırmanın haricinde hiçbir işe yaramıyor görmüyor musunuz?