Bu sorunun cevabı emeklilik türüne göre değişmektedir.  Memur emeklileri 5434 sayılı Kanun’a tabidirler. Memurların tabi oldukları mevzuatlarında emekli maaşlarının haciz edilemeyeceğine dair bir hüküm yoktur. Bu nedenle, memur emeklilerin maaşlarına, rızası olsun ya da olmasın haciz konulabilmektedir.

SSK, Bağ - Kur, Banka ve Borsa sandıklarından emekli olanların maaşına ise rızası olmazsa haciz konulamaz. Ancak, SGK’ nın emekli kişiden prim, SGDP gibi bir alacağı var ise emekli maaşını haczedilebilir. Dolayısıyla, SGK’ ya borcu olan ve emekli aylığı alanların maaşlarının dörtte biri ( % 25) haczedilebilmektedir.

Sonuç olarak eğer borçlunun emekli maaşına haciz konmasına izin vermiş olması gibi bir durum söz konusu değilse istisnai durumlar haricinde memur emeklileri dışında emekli olanların emekli maaşına haciz konulamaz. Ancak emeklilik türü ne olursa olsun emekli borçlu emekli maaşına haciz konmasına muvafakat vermiş ise bu durumda emekli maaşına haciz konmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

 

Uygulamada, genellikle tahsilat amaçlı olarak bankalara doğrudan (emekli maaş hesabı olsun ya da olmasın) birinci haciz ihbarnamesi (89/1) göndermek suretiyle emekli maaşlarına haciz konulduğu görülmektedir. Böylelikle kanuna aykırı da olsa emekli maaşına haciz konulabiliyor.

Ancak 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 5754 Sayılı Kanunun 56.maddesi ile değişik 93. maddesi 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu madde hükmüne göre emekli sandığından alınan maaşların haczi mümkün değildir.

Bu nedenle, emekli maaşına borçlunun rızası haricinde haciz konulması halinde, icra müdürünün işlemi/kararına karşı, İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayet yoluyla başvurularak, haczin kaldırılması talep edilmelidir. Emekli maaşından bu zamana kadar yapılmış olan kesintilerin iadesi ise ancak belli şartların varlığı halinde istirdat davası açılması ile mümkündür.