Aile konutu , eşlerin ve diğer aile fertlerinin ortak yaşamını birlikte devam ettirmek amacıyla süreklilik arz etmek suretiyle kullandıkları , acı ve tatlı günlerini içinde yaşadığı tüm aile yaşamlarının merkezi durumuna getirdikleri konuttur.
Türk Medeni Kanunu‘nun en önemli yeniliklerinden sayılan aile konutu ile ilgili özel bir koruma getirilmiştir. Ev eşyası ile ilgili de özel düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin yapılmasının sebebi, aile yaşamında ailenin ve ev eşyasının maddi ve manevi bakımdan ailenin bireyleri için taşıdığı önemdir.
Evlilik yaşamında en önemli sorunlardan biri barınma sorunudur.
Eski MK.’da eşlerin konutu birlikte seçme hakkı yoktu, bu hak kocaya aitti (MK.m.152/II), yeni TMK. ile konutu seçme hakkı eşlere birlikte tanınmıştır (TMK.m.186/II). Aile konutuyla ilgili hukuki işlemlerde sadece konutta hak sahibi olan eşin karar vermesi haksızlık yaratacağından, kanun koyucu eşlerin konuttan yararlanma ve kullanma haklarını etkileyen işlemlerde birlikte karar vermeleri gerektiğini kabul etmiştir. Aile konutunu bir eşin tek başına elden çıkarması durumunda diğer eş büyük zararlar görebilmektedir. Bu nedenle aile konutu ile ilgili işlemlerde beraber hareket etme zorunluluğu getirilmiştir. Aile konutuna ilişkin koruma kapsamında yeni Türk Medeni Kanunu’nda yer alan hükümler dışında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da da dolaylı koruyucu düzenlemelere yer verilmiştir 6284 sayılı Kanun kapsamında konuttan kasıt, sadece aile konutu niteliğine sahip olan konut değildir, ailenin belirli amaçlarla ortak kullandığı her türlü konut kapsama girmektedir ve aile kavramı eşlerden çocuklardan veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerini kapsayacak şekilde geniş yorumlanmıştır.
Aile konutu bir konut içerisinde tüm bireylerin hakkını eşit olarak korumasını sağlayan ve ev üzerinde kimsenin birbirinden habersiz işlem yapmasına müsade etmeyen bir uygulamadır. Aile konutu şerhini kullanabilmek için taraflardan biri tapu müdürlüğüne giderek konut üzerinde kendi ismini de yazdırabilir. Bunun için muhtarlıktan aldığı ikametgah belgesini ve evlilik cüzdanını götürmesi yeterli olacaktır. Aile konutu aynı zamanda meskeniyet iddiası gibi durumlarda da hacizin önüne geçebileceği için önemlidir ve yapılmalıdır. Böylece eşlerden biri habersiz olarak konutu satamayacak ya da kira sözleşmesini iptal de edemeyecektir.
Aile konutu içerisinde eşlerden biri ölünce sağ kalan eş yaşantısına devam ettirebilmek adına oturma hakkı talep etmelidir. Katılma hakkı alan eşin alacağı yetmiyorsa o zaman üzerine bedel eklenecek ve aile konutunda oturmaya da devam edecektir. Eğer sağ kalan eş intifayı kullanma hakkını seçerse konutu isterse kiraya da verebilir. Oturma hakkını seçerse de o evde sadece oturabilir ve herhangi bir işlem yapamaz.
Ayrıca bilinmesi gereken bir diğer konu da aile konutu kavramının içerisinde aynı zamanda ailenin eşyalarının da dahil edilmesidir. Eğer herhangi bir ayrılık şekli olursa, yani buna ölüm ve boşanma da dahil, eşlerden biri katılma hakkını isteyebileceği gibi miras alacağına mahsuben evin ve evdeki eşyaların mülkiyetini de isteyebilir.