Değerli Dostlarım,

Bugün, Don Miguel Ruiz’in Dört Anlaşma ve Beşinci Anlaşma kitaplarından yola çıkarak kendi özgürlüğümüzü ve mutluluğumuzu yaratmanın beş yolunu (Ruiz bunlara “anlaşma” diyor) irdeleyeceğimiz yazı dizimize başlıyoruz.

Evet yanlış duymadınız. Mutluluğun 5 maddesi bu. Hem de bu dünyada mutluluk. Cennete gitmeyi beklemeden, şimdi, burada.

Don Miguel Ruiz, Toltek felsefesinden yola çıkarak bu yöntemleri geliştirmiş.

Haydi şimdi gelin, özgürlüğe ve mutluluğa giden yolda yaşamla yapmamız gereken birinci anlaşmayı inceleyelim.

SÖZLERİNİZDE KUSURSUZ OLUN.

Burada kusursuzluktan kasıt, sözlerinizin gerçeği yansıtması. Çarpıtılmış gerçeği değil.

Kelimeleriniz niyetinizin manifestosudur.

Kelimelerinizle ilişkilerinizde, işlerinizde, yaşamınızda felaketler de yaratabilirsiniz mucizeler de. Şöyle bir geriye bakın lütfen. Kelimelerinizle yaptığınız yaratımları hatırlayın. Şimdiye kadar ağzınızdan çıkanlar sizi yaşamınızda nereye getirdi? Düşünün.

Hitler ve Atatürk’ün kelimeleriyle ait oldukları ulusların ve dolayısıyla dünyanın kaderini nasıl değiştirdiklerini anımsayın.

Kelimeler zihninize ekilen tohumlardır. Zihninize ne ekerseniz onu biçersiniz. Korku mu ekiyorsunuz? Sevgi mi?

Özellikle çocuklara söylenen kelimelere dikkat etmeli. Savunmasız oldukları için söylediğiniz her söz çocuğun zihnine işleniyor. Dolayısıyla çocukların zihnine gerçeğin tohumlarını ekmeniz, çocuğun yaşamda mutluluğu bulabilmesi için kritik önemde. Burada dikkatinizi çekmek istediğim konu “gerçeklik”. Çocuğa ne olduğu şeyi olduğundan fazla gösterin, ne de olmadığı şeyin gereğinden fazla altını çizin. Ona sadece ama sadece gerçeği söyleyin. Çoğu zaman çocuklarla, “nasıl olsa anlamaz”  diye varsayarak dikkatsiz ve özensiz konuşabiliyoruz. Lütfen not edin: Ağzınızdan çıkan her şey ama her şey çocuğun zihnine ekiliyor ve bunlar çocuğun kendi yaşamıyla yaptığı anlaşmalara dönüşüyor. Bunlar gerçeği yansıtıyorsa ne ala. Ancak yansıtmıyorsa büyük sorun. Ta ki çocuk büyüyüp bu anlaşmaları bozup yaşamla yeniden kendi anlaşmalarını yapana dek...

Şimdiye dek hep başkalarına sarf ettiğimiz kelimelerden bahsettik. Ancak gerçek şu ki yaşamda en hızlı ve fütursuzca yargıladığımız ve olur olmaz sözler söylediğimiz kişi kendimiz oluyoruz. Dolayısıyla öncelikle kendinize sarf ettiğiniz sözlere dikkat edin. Kendinizi yargılamayın, kendinizi öğrenin. Kendinizle sevgi anlaşması yapın. Unutmayın, ağzınızdan çıkan her şeyi kulağınız duyuyor ve zihninize iletiyor.

Kelimeler... kara büyü de olabilir, mucizeler de yaratabilir.

Bizi özgürleştirecek tek şey gerçektir.

“Bir kelimenin insanın hayatını değiştirdiği çok görülmüştür.”  Balzac

Sevgiyle,