Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü.  İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru  altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:

 - Teğmenim. Fırlayıp  arkadaşımı alıp gelebilir miyim?..

 Delirdin mi? der gibi baktı teğmen...

 - Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla  ölmüştür bile.. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakın.  Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi.. "Git o zaman.."

 İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş  yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa  döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar  içindeki askeri muayene etti.. Sonra onu sipere taşınan arkadaşına döndü:

 - Sana değmez, hayatini tehlikeye atmana değmez,demiştim. Bu zaten ölmüş..

 - Değdi teğmenim. dedi asker..

 - Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun?..

 - Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına  ulaştığımda henüz sağdı..  Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim icin..  Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:

 - Jim!.. Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı... Geleceğini  biliyordum..

//

Hisset

RAHATLIK

Sen büyüdüğün vakit çocuğum,

Yine çiçekler açacak dallarda.

Dallarda açan çiçekler gibi,

Yine çocuklar uyuyacak masallarda.

 

Sen büyüdüğün vakit çocuğum,

Yine uykular havuzda dibe gidecek.

Havuzlarda kaybolan uykular gibi,

Yine çocuklar mektebe gidecek.

 

Sen büyüdüğün vakit çocuğum,

Yine göklerden mavi gölgeler inecek yere.

Toprağı nurlandıran mavi gölgeler gibi,

Yine çocuklar gülümseyecek, askerlere.

 

Sen büyüdüğün vakit çocuğum,

Yine meltemler geçecek denizlerden.

Denizlerden geçen meltemler gibi,

Yine çocuklar olacak, rahatlık veren.

 

 

 

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

//

Gülümse

Trafik Kazası

Temel kamyonu ile dik bir yokuştan süratle inerken birden kamyonun freni patlamış. Telaşla kamyonu nereye süreceğini düşünürken sağında kalabalık bir pazar yeri görmüş. Kamyonu o tarafa sürersem yüzlerce kişi ölür diye düşünürken sol tarafında da boş bir inşaat ve önünde oynayan küçük bir çocuk farketmiş. Bir çocuğun kaybı, yüzlerce kişiyi öldürmekten daha iyidir. Allah'ım, beni affet, diyerek kamyonu o tarafa çevirmiş.

Ertesi gün, gazetelerde manşet:

"Pazara dalan kamyon 120 kişiyi biçti!"

Hastanede yatan Temel'e olayı araştıran komiser;

-Oğlum, olay nasıl oldu? Anlat bakalım, demiş. Temel de hala şaşkın:

-Amirim, herşey o ufak çocuğun pazar yerine doğru kaçmasıyla başladı.

 

 

//

Kulağına küpe olsun

Unutmayın ki, dünyada en korkunç şey, ümidi kaybetmektir.

Sabahattin Ali