Düşün

Yalan Değilse

Padişah bir gün, “Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!” demiş.

Yalancılar hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;

– “Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü”.

-“Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..”

– “Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..”

– “Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..”

– “Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!”

“Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir”.

Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir adam gelmiş;

– “Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim.

– “Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..”

///

H

DEĞİŞİM 

 

İnce uzun bir hayvan 

Çarpıyor 

Çarpıyor 

Çarpıyordu kendini taşlara. 

Canı mı sıkılıyor 

Can mı çekişiyordu yoksa? 

Yok efendim dedi yanımdaki adam 

Gömlek değiştiriyor yılan 

Bu hallerden anlarız dedi az çok 

Biz de sınıf değişmiştik bi zaman 

                      Can YÜCEL

///

Gülümse

Sinek

Bir Türk, bir Fransız, bir de İngiliz trenle yolculuk yapıyorlarmış.

Trendeki odaları sıcaklayınca Fransız pencereyi açmış ve içeri bir tane sinek girmiş, Fransız hünerini göstermek için kılıcını çektiğiyle sineğe bir tane vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış.

Diğerleri hayretle bakarken, Fransız cebinden kartvizit çıkartmış ve İngiliz’le bizim Türk’e vermiş.

Kartvizitte “Fransa’nın en iyi kılıç ustası ”yazıyormuş.

Bunu gören İngiliz hemen pencereyi açmış ve içeri bir tane daha sinek girmiş.

Hemen okunu çekmiş bir fırlatmış sinek duvara yapışmış, cebinden kartvizitini çıkartmış

“İngiltere’nin en usta okçusu”.

Tabi bizim Türk altta kalır mı?

Hemen pencereyi açmış içeri bir tane daha sinek girmiş bizim Türk cebinden bıçağı çıkarttığı gibi sineğe fırlatmış.

Sinek yere düşmüş ve sinek bir kaç dakika sonra yerden kalkmış ve geri uçmuş.

Bunu gören İngiliz’le Fransız basmış kahkahayı bizim Türk cebinden kartvizitleri çıkartmış ve İngiliz’le Fransız’a vermiş.

“Fenni Sünnetçi Remzi” :))

///

Kulağına Küpe olsun

"İki sebepten insanlara güvenmem; ya güvenecek kadar tanımıyorumdur, ya da güvenmeyecek kadar tanıyorumdur."

 Bukowski...