Ülkemizin tarım politikaları, zaman zaman dışa bağımlılığımızı ve iç piyasadaki gıda üretimindeki dengesizlikleri gözler önüne serdi. Bugün, tarımda üretime geçmenin, özellikle gıda üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak için bir zorunluluk haline geldiğini kabul etmeliyiz. Tarımsal üretimin arttırılması, kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi ve gıda güvenliğimizin sağlanması için daha kapsamlı, yerel üreticiyi destekleyen ve aynı zamanda halk sağlığını koruyan bir sistemin kurulması gerekiyor.
1. Çiftçi Desteklenmeli: Tarımda Verimlilik Artırılmalı
Ülkemizin tarımsal üretiminde, gıda fiyatlarındaki dalgalanmalara, ithalat ve dışa bağımlılığa karşı daha sağlam bir yapı kurmalıyız. Bunun için, tarımda üretimin artırılması öncelikli bir hedef olmalıdır. Çiftçilerin, üretim sürecinde karşılaştıkları zorluklarla mücadele edebilmesi için devletin desteği büyük önem taşır. Mazot, gübre ve tohum gibi girdilerdeki maliyet artışları, çiftçiyi zor durumda bırakmaktadır. Çiftçiye doğrudan ve etkili destekler sunulmalı, ürün fiyatları konusunda adil bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır.
Ayrıca, tarımsal üretimde verimliliği artırmak adına yeni teknolojilerin kullanımı teşvik edilmelidir. Dijital tarım, akıllı sulama sistemleri, genetik mühendislik gibi gelişmiş tekniklerin yaygınlaştırılması, üreticinin hem maliyetlerini düşürecek hem de verimliliği artıracaktır. Tarım sektörü, sadece bu ülkenin gıda ihtiyacını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda dışa açılan bir sektör olarak ekonomimize katkı sağlar.
2. Merdiven Altı Üretim Denetlenmeli, Sağlık Riskleri Önlenmeli
Gıda güvenliği, halk sağlığının korunmasında kritik bir faktördür. Son yıllarda merdiven altı üretim yapan, hijyen ve kalite standartlarından uzak işletmelerin varlığı ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu tür işletmeler, hem tüketici sağlığını tehlikeye atmakta hem de rekabeti haksız şekilde bozarak sağlıklı üretim yapan işletmeleri zor durumda bırakmaktadır. Bu noktada, devletin denetim mekanizmalarını güçlendirmesi ve merdiven altı üretimin önüne geçmesi şarttır.
Tüketici sağlığını koruyacak denetimlerin arttırılması, özellikle gıda üretiminde güvenliği sağlamak adına en önemli adımlardan biridir. Merdiven altı üretim yapan işletmeler tespit edilmeli, faaliyetleri derhal durdurulmalıdır. Gıda üretiminde çalışanlar, belirli hijyen kurallarına uymak zorunda olmalı, ürünlerin güvenliğini sağlamak adına denetimler sıklaştırılmalıdır. Ayrıca, üreticilerin ve işletmelerin, üretim süreçlerinde kullanılan tüm malzemelerin ve hammaddelerin izlenebilirliği sağlanmalı, tüketicilere güvenli ve sağlıklı gıda sunulmalıdır.
3. Kapsamlı Bir Tarım Politikası Gerekliliği
Tarım sektöründeki sorunların çözülmesi, yalnızca üreticilerin değil, tüm toplumun refahı için önemlidir. Tarım politikalarının bir parçası olarak, hem üreticiyi destekleyen hem de halk sağlığını gözeten kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir. Üreticilere yönelik finansal desteklerin yanı sıra, eğitim programları, çiftçi kooperatifleri ve işbirlikleri de teşvik edilmelidir. Bu sayede, üreticiler yalnızca kendi emeklerini değil, kolektif bir gücü de birleştirerek daha güçlü bir tarımsal üretim yapabilirler.
Sonuç olarak, tarımda üretime geçmek, hem iç pazarımızı hem de dış ticaretimizi güçlendirecek bir adımdır. Ancak bu süreç, yalnızca üretimi artırmakla sınırlı kalmamalı, aynı zamanda üretimin kalitesi, güvenliği ve sürdürülebilirliği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ülkemizin tarımda verimliliği artıracak politikaları hayata geçirmesi ve üreticilerini desteklemesi, halk sağlığını tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması, gıda güvenliği ve kırsal kalkınma adına atılacak önemli adımlar olacaktır.
Tarımda, güvenli ve sağlıklı üretimi ön plana çıkarmak, sadece ekonomik fayda sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda gelecekteki nesillerin sağlıklı gıdalara ulaşabilmesi için temel bir adım olacaktır.