Son dönemde parti içerisinden Nizip Belediyesi ile ilgili çok sayıda serzeniş alıyorum. Geçenlerde bir gazete de aynı konuyu gündeme aldı. Partililer, başlıktaki soruyu aslında CHP Genel Merkezi’ne soruyorlar. Öyle ya, Nizip Belediyesi’nde CHP’nin adı oy pusulalarında kalmış. Nizip Belediyesi’nde CHP’yi gören yok. Kadrolarda yok, icraatlarda yok, söylemlerde yok.

Son yerel seçimlerin ardından Nizip'te Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bayrağı altında seçilen belediye başkanının, parti içindeki üyelerle olan ilişkisi, ilçede oldukça tartışma yaratmış durumda. CHP’nin kazandığını zanneden bazı partililer, belediyeye girdiklerinde adeta bambaşka bir tabloyla karşılaşıyorlar. Bu durum, partililerde ciddi bir rahatsızlık oluşturuyor ve yerel siyasette yeni bir tartışma başlattı.

İçinde bulunduğumuz siyasal atmosferde, seçimlere bir parti çatısı altında giren bir kişinin, kazandığı makamı bu partinin ve onun üyelerinin desteğiyle elde ettiğini unutmaması gerekir. Ancak Nizip’te yaşananlar, bu temele aykırı bir görüntü sergiliyor. Partili üyeler, kendi partilerinin bayrağı altında kazanılan belediyenin, sanki başkalarının elinde olduğu bir durumla karşı karşıya kaldıklarını dile getiriyorlar. Belediye başkanı, seçimlerin ardından, partisinin üyelerini ve destekçilerini hiçe sayarak, onları yok sayan bir tavır içinde hareket etmeye başlamış.

Somut örnek isteyenler, CHP Genel Merkezi’nin kayyumlar ile ilgili açıklamasının, bütün belediyelerde okunurken, Nizip Belediyesi’nde neden okunmadığını bir sorgulasın. Burada Genel Merkez’e de sormak gerekiyor; Bu disiplinsizliğe karşı ne yaptınız?
**
Belediye başkanlığı, sadece bir koltuk değil, aynı zamanda bir sorumluluk ve liyakat işidir. Bir belediye başkanının görevi, tüm ilçeyi adil bir şekilde yönetmekle birlikte, yönetimi parti programına uygun bir şekilde yönetmekle yükümlüdür.

Her ne kadar farklı görüşlerden de oy alarak seçilmiş bir belediye başkanı olsa da, bu durum, partinin değerlerini, görüşlerini ve ilkelerini yok saymayı gerektirmez. Nizip’teki CHP’liler, partilerinin adını taşıyan bir belediyede, partililerinin ve destekçilerinin görmezden gelindiğini düşünüyor. Bu da, onları oldukça rahatsız ediyor.

Belediye başkanının görevi sadece yönetmek değil, aynı zamanda halkı ve partilileriyle de iletişimde olmak, onların istek ve taleplerine kulak vermektir. CHP bayrağı altında seçilen bir başkan, partisinin bayrağını dalgalandırırken, partisinin mensuplarını ve onların haklarını göz ardı etmemelidir.

Sonuç olarak, Nizip'teki bu durum, yerel siyasetin sadece kişisel değil, aynı zamanda partisel sorumlulukları da barındırdığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Partili üyelerinin rahatsızlığı, bir hatırlatmadır: Kazanılan zafer, bir bayrağın altında birleşen tüm partililerin emeğiyle elde edilmiştir ve o bayrağın gölgesinde her bir partili, yerini ve değerini hak eder.
Bu ülkenin siyasi tarihi, parti değil ben kazandım diyen nice başkanlar ve onların sonlarını gördü. İnşallah Sayın Ali Doğan da kamuoyundaki bu söylemlere kulak kabartır ve gereken sorumluluğu yerine getirir.