Matematikte iki nokta arasındaki en kısa mesafe doğru diye tanımlanır.

Yaşamda doğruluk da, matematiksel tanıma çok uyar.  Doğru olmak; Argoda yamuk yapmamak gibi aynı tarife çıkan bir öz benlik, karekter, dürüstlük ifadesidir. Tabi insan olan için. İnsana, insan olmaya özgü tanımlardır. Sıfatı ve suratı insana benzeyen ancak doğru olduğunu söyleyip, düşünceleri, davranışları  insanlıkla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar, doğruluk tanımının dışındadır.

Birkaç gündür sosyal medyada dönen kirli ilişkiler yumağının söküldüğü, kirli çarşafların açıldığı açıklamaların sonu nerede bitecek malumun tarifi olarak kamuoyunun ilgililerini meşgul etmektedir. Kimin kime doğrulukla, dürüstlükle, toplum menfaatini ilgilendiren, hukuk devleti ilkelerinin ayak altı edilmeden, insani ilişkiler içinde yaklaştığını anlamaya çalışıyorum.

Altından çapanoğlunun çıktığı, üst yöneticilerin olduğu çarpıklıklar zinciri, oyunun aktörleri olarak yaşayanlar tarafından bir bir dökülüyor da.. Toplum, bu kirli ilişkilerden ne anlamalı, bu kadar yamuğa, yanlışa, doğruluktan sapmışlığa ne zaman, ne gibi tepki vermeli orası soru işaretli. Bırakalım birbirini yesinler diyeceğim de,  ucu topluma dokunuyor. Birbirleri ile  düne kadar sarmaş dolaş olanların hangisi hangisini kullandı da, bu gün kim kimi işi bittiği için saf dışı bırakıyor. Hangi menfaatler çatıştı da birbirinden intikam alacakları hesaplaşma vakti geldi, o gün bu gün mü  anlamaya çalışıyorum.

Bu Ülkenin laik, demokratik, hukuk devleti kurucu ayarları ile oynayıp  zıvanadan çıkartan, dengeleri alt üst eden, adaletin mizanını bozan, tek kelime ile doğruluktan saptıran nedir, kimlerdir? Çağdaşlık, gelişmişlik doğru rotasından dümeni çevirip saptıran, kendi rotası bu sapkınlıklardan nemalanan baronlar, düzenbazlar, din tüccarları, bezirganlar, bir avuç bile olmayan kan emiciler, bu Ülkenin yetişmiş insan gücünü, yer altı ve üstü zenginliğini işleyen, üreten çiftçisini, emekçisini, gerçek sanayicisini, tüyü yetmemiş yetim hakkını, Ülkenin kefen parasını, yandaşlarınıza,  avanelerinize peşkeş çekenler.

Siz, bırakın artık yakamızı, işgal ettiğiniz makam, mevkilerden çekilin, gölge etmeyin..

Haa.. Hakkın helalliği mi?

Sen olsan?