28 Mayıs 2023 / Reis-i Cumhur Seçimlerinin 2. turu düzenlendi. Sandıktan çıkan sonuca göre Sayın Erdoğan yeniden seçildi. İşin özü bu. Hepimiz seçim döneminde gördük ki herkes herkes kadar vatansever, herkes herkes kadar vatan haini. Bunu birilerine bir şeyler itham etmek için söylemiyorum. Bu kanıya seçim taraflarının birbirlerine ithafen söylediklerinden yola çıkarak vardım. Üstelik siyasiler birbirlerini terörist olmakla suçlarken, terör unsuru ilan ettikleri yapılanmalarla geçmişte kurdukları ilişki ağları arşivin tozlanmamış sayfalarında hâlâ varlığını koruyordu. Buna rağmen yaptıkları suçlamalar asla aptallıklarından değildi. Gerçi koca koca adamların utanma duygusundan bihaber olduklarını da konuşmalıyız ya, neyse. Dahası bu dönemde basiretsizce ve bilinçsizce milleti ayrıştırdıklarını, kutuplaştırdıklarını, ötekileştirdiklerini de gördük, hazmedilmeyecek kadar hakaretler ettiklerini de, kahkahalarla gezdiklerini de...
Tabi kendinden olmayan seçmene kendini anlatma başarısı gösteremeyen, kabullenilmiş algıları görmezden gelerek kendisini doğru ifade edemeyen, tekdüze siyasetin taraftarı olarak oluşturamadığı kamuoyuyla seçime giren muhalefetin, kazanmasını bekleyemezdik. Çünkü karşısında 21 yıllık iktidar geçmişi olan, devletin tüm kurumlarını koordine ederek harekete geçiren, makamın ve yetkinin gücünü son raddeye kadar kullanan, özel sektör girişimlerini Millileştirerek seçmene sunan, Milli ve Dinî değerleri esas alarak seçime hazırlanan ve medyanın gücünü de arkasına alıp her şeyiyle kazanmaya odaklanan, en önemlisi seçmeni iyi tanıyarak nabzını tutan devletleşmiş bir parti var. Böylesi güce karşı kazanmak imkânsızı mümkün kılardı herhalde.
Sandık sonucuna göre İktidarın güç kaybettiği aşikâr, tıpkı bulunduğu çizgide devam ettiği sürece muhalefetin diğer seçimleri kazanma başarısı gösteremeyeceği gibi. Muhalefetin ve özellikle seçmeninin oturup düşünmesi gerekir; yaşanan ekonomik buhranlara, bürokrasinin istikrardan yoksunluğuna, depremde yaşanan acziyetlere rağmen iktidar nasıl kazandı, diye. Bizzat ilk ağızın “unuttuğumuz iller vardı, hakkınızı helal edin” diyen itirafı ve istediği helalliği, neden daha samimi geldi, yaşanmaya devam eden beceriksizliklere rağmen bu başarı niye, demesi ve daha nicesinin muhasebesini yapması gerekir.
Seçimi tekelleştirip Erdoğan üzerinden çalışma yapan iktidarın, Erdoğan’ın arkasındayız söylemini bilinç haline getirip seçmenine aşılamasına karşı, Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin diyen Muhalefetin, bu strateji ile iktidarın oyununa geleceğini anlayacak kimsesi yok muydu? Bu strateji ile seçimi başlamadan kaybedeceklerini anlayamadılar mı? Onca yanlış nasıl tekçe doğru halini alır, seçimi etkiler diyende mi olmadı? Hadi diyelim bunları görmediniz, geçmiş geçmişte kaldı. Peki bugün olmuş seçime kendi seçmeninizin takındığı tutum ve davranışların büyük oranda etki ettiğinin farkına varamadınız mı? Seçmeninizin yükselen dolar ve Euro karşısında oluşan ekonomik kargaşayı destekler nitelikte, hatta bu durumdan keyif alır nitelikte ki söylemlerine neden sessiz kalıyorsunuz? Seçim sonucuna saygı duyularak, nerden baksanız 70-80 yıllık algıları diğer seçime kadar en doğru şekilde çalışarak değiştirmek dururken, daha beter olun deme hakkını kimden aldıklarını neden sormuyorsunuz? Sahiplendiğimiz değerler seçimlik değil, kaybettik ama ötekileştirme dilinin şikayetçisiyken bizde bu dili kullanıp onlara benzemeyelim, bu mücadele tek seçimlik değildir, diyemiyor musunuz? Başarısızlığı kabul etme erdeminden yoksun oluşunuz bunları yapamayacağınızı söylüyor da, birkaç ismin hatırına umut kovalıyor insan hâlâ. Daha kendi teşkilatı içinde dahi net bir resim ortaya koyamayan muhalif seçmen nasıl seçim kazandıracak, merak ediyorum? Özeleştirisini yapmaktan aciz olan muhalefet, iktidar yürüyüşüne aradığı desteği inanmadığı değerleri anlatarak bulabileceğini mi zannediyor? Yaşanan aymazlık “ bu iktidarı sevmiyorum, fakat iyi ki bu muhalefet gelmedi” dedirtmez mi? Aldıkları karar ile en kötüsünü yaşatan iktidarın, istikrarını daha net bir resim olarak görenlere, bu anlayışın yanlış olduğunu onları aşağılayarak anlatmak nasıl başarı getirecek? Muhalefet zaten böyleydi, kazanamayınca aslına rücu etti anlayışını hakim kılmayacak mı?
Değişimin kabul görülebilirliğine inanmayan muhalefet, iktidar yürüyüşüne çıkmadan önce insanları ikilem içinde bırakmaktan kaçınmalıdır. İktidar iyi değil, fakat muhalefet daha kötü. Mücadele ruhunun daha fazla kirletilmemesi gerekir. Ayrıca belirtmeliyim ki seçimi kaybedenler, canını kaybedenler kadar istekli değilse mücadele adına başarı kazanmak da imkansızdır.
Son olarak; hiçbirimiz aynı gemide değiliz, fakat hepimiz aynı denizdeyiz. Bu dalgalar hepimizin kaderi, bu yüzden artık kişileri değil fikirleri konuşalım. Ayrıca muhalefet seçmeni bilmeli ki; Ülkemizde iktidar yanlısı olmayıp, açlığı ve yokluğu yaşayıp, acısını hisseden binlerce aile var. Şayet ekonomik sıkıntılara iyi oldu diyecek kadar vicdanlarınız çürüdüyse, kalkın seçmeninizi bulun, kaygılarını giderin. Yeni bir akımın öncüsü olun. Ayrıca bu ülkede ekonomik kriz sadece Siyasileri, bürokratları ve yandaşlarını vurmaz. Unutmayın, sermaye partilerin değil gücün yanındadır.