Osmanlı Devleti’nde eğitimin modernleşmesi sürecinde 1869 yılında yürürlüğe giren Maarif-i Umumiye Nizamnamesinin önemi büyüktür. Bu nizamnamenin 143. maddesinde, Vilayet Maarif Meclislerinin kurulacağı ve bu meclisin başkanlığını maarif müdürünün yürüteceği ifade edilmişti.

Osmanlı Devleti’nde vilayet merkezlerinde eğitim işlerinin yürütülmesinde maarif müdürlükleri ihdas edilmeden önce maarif komisyonları gayri resmi olarak çalışmışlardı. Maarif komisyonlarında, eğitimle ilgili görevi bulunanların yanı sıra kaza, sancak veya vilayetin eğitime duyarlı ve eğitimli kişileri yer alıyorlar ve eğitime destek vermek isteyen kişiler bir araya gelerek, eğitimle ilgili meseleleri görüşmek suretiyle, sorunlara çözüm getirmek için çalışıyorlardı. Maarif müdürleri maarif meclisinde de görev almaktaydı. Bir merkezde maarif meclisi kuruluyorsa, bunun başkanı olarak maarif müdürünün de tayin edilmesi gerekmekteydi. 

Nitekim 1869 senesinde yürürlüğe giren Maarifi Umumiye Nizamnâmesinin 143. maddesinde, Vilayet Maarif Meclislerinin kurulacağı ve bu meclisin başkanlığını maarif müdürünün yürüteceği ifade edilmişti

Vilayet maarif meclislerinin gelişimine bakıldığında 1881 yılından öncekilerin merkezi bir inisiyatifle değil, vilayetlerin gücüyle orantılı olduğu görülür. Bu tarihten önce Ankara, Aydın, Erzurum, Elazığ, Manastır, Selanik ve Kastamonu’da vilayet maarif meclislerinin kurulmuş olduğu görülürken; sonrasında Diyarbakır, Sivas, Van, Edirne, Suriye ve Yanya’da da kurulmuştur. 

İlerleyen yıllarda eğitimin ilçe çapında yaygınlaşması için maarif encümenleri (komisyonları) kurulma yoluna gidilmiştir. 
Vilayet Maarif Meclislerinde görev yapan maarif müdürlerinin sahip oldukları nitelikler itibarıyla aralarında büyük farklar bulunmaktaydı. Balkan vilayetlerindeki maarif müdürleri Mekteb-i Mülkiye mezunları arasından seçilerek atanırken, örneğin Bağdat vilayeti maarif müdürü, hiç formel eğitim almamış Rufai tarikatı mensubu bir şeyh olabiliyordu. Maarif müdürlerinin niteliği, o vilayetteki eğitim yapılanmasını doğrudan etkilediğinden, ülkenin değişik bölgelerindeki eğitim kurumları arasında önemli farklılıklar olabiliyordu.

Bu durum, yabancı dil bilmeyen maarif müdürlerinin, yabancı dillerde eğitim yapan azınlık okullarının denetlenmesi sorununu da gündeme getiriyordu.

Kaynaklar

Selçuk Akşin Somel. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi.
Seyit Taşer. OSMANLI DEVLETİ VİLAYETLERİ VE SANCAKLARI MAARİF MÜDÜRLÜKLERİ VE MÜDÜRLERİ .