Düşün
BİR KAŞIK YOĞURDUN DEĞERİNİ BİLMEK
Bir konferansımda öfkeli bir makine mühendisi, “Bu konferans salonundaki sekiz yüz kişinin hepsi sizin dedikleriniz kabul etse ve aynen uygulasa ne yazar; dışarıda yetmiş milyonluk bir güruh var, güruh! Bu tip konferanslar ve kitaplarla topluma hizmet ettiğinizi sanarak teselli oluyorsanız, yanılıyorsunuz!” dedi.
“Elimde bir kaşık yoğurt var; benden yetmiş kazan sütü yoğurt yapmamı istiyorlar,” diyen çok öfkeli öğretmen, ana baba, yönetici gördüm.
Ben ise, bir kaşık yoğurdum olduğu için sevinirim; şükür duygusu içinde olurum; “iyi ki bir kaşık yoğurdum var,” derim. O bir kaşık yoğurt benim etki alanımdır; onu bilirim. Ufak bir tencere bulurum, yetmiş kazan sütten ufak tencereme alırım. O ufak bir tencere süt, ana baba isem benim çocuklarım, öğretmensem benim öğrencilerim, yazar isem okurlarım olur. O küçük tenceredeki sütün uygun koşullarda hazırlanarak bir kaşık yoğurdumla mayalanmasına, çocuğumu yetiştirmeye, öğrencime öğretmen olmaya, bir bilim insanı olarak konuşmaya, yazmaya özen gösteririm. Ve umutla, güvenle, şükürle küçük bir tencere yoğurdum olmasına gayret ederim.
Etki alanım bir kaşık yoğurttu, şimdi küçük bir tencere yoğurum oldu. Şimdi Facebook’ta yazıyorum, sizlerin işbirliğiyle takip edenlerin sayısı bu günlerde dokuz yüz binlere ulaştı. Elimdeki bir küçük tencere yoğurt büyüdü, bir kazan yoğurt oldu.
Zorluklarla karşılaşınca hayal kırıklığı içinde bir köşeye çekilmek, şikâyet edip beklemek, sürekli birilerini suçlamak bir seçenektir. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak, şevkle, umutla, güvenle, şükür duygusu ve sevgiyle elindeki bir kaşık yoğurdun değerini bilerek çalışmak da bir seçenektir.
Siz, bir kaşık yoğurdun değerini bilen ana baba mısınız?
Siz bir kaşık yoğurdun değerini bilen öğretmen, doktor, çiftçi, yönetici, iş adamı, polis, hakim, yazar, muhtar, milletvekili, üniversite öğretim üyesi, üniversite öğrencisi, dernek başkanı, esnaf mısınız?
Doğan Cüceloğlu
///
H
SENİ YAŞAMAK
Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece
Behçet Necatigil
//
Gülümse
Yaşlı Çapkın
Çapkın ihtiyarlığına rağmen genç kadınların peşinden ayrılmazdı. Bir partide çok güzel bir genç kız görünce hemen yanına yaklaştı, pis pis sırıttı ve mutad komplimanını yaptı:
-Bütün hayatım boyunca neredeydiniz?
Genç kız yaşlı adamı soğuk nazarlarla süzdü:
-İlk yarısında yoktum ki.
///
Kulağına küpe olsun
Vicdanının sesi kulaklarını çınlattığı sürece, yanlış yaptığın şeyler için bir şansın daha var demektir.
Yıldızlar Sönünce ~ Ahmet Demir