Merhabalar bu hafta bazı okurların ısrarı üzerine kısa ve anlaşılır şekilde mezheplerden bahsedeceğim umarım faydalı bir yazı olur...
İslam dininin emir ve nehylerini hakkıyla yaşamak için hiç şüphesiz kuranı azimüşşanı okuyup anlamamız gerekiyor. Rabbi rahim Kuran’ı Kerim’de bizim için, her konudan bahsedip nerde nasıl davranmamız gerektiği konusunda biz insanoğluna yön çizmiştir. Böylece bir çok amelimiz Kuranı Kerim’e göre şekil alır.
Mukaddes kitabımız içinde, nice hazineleri barındırır. Kafamıza göre veya gördüğümüz şekilde yorumlama gibi bir durum söz konusu olamaz ayrı bir ilme ihtiyaç vardır.
Akıl terazisinde tartamadığımız ve anlayamadığımız veyahut, söylenilen hüküm hakkında zora düştüğümüz yerde hadis ve sünnetlere başvururuz... Burada da acizane anlayamadığımız noktaları hak mezheplerle çözeriz.
Çünkü mezhep o dur ki takip edilen yol, görüş, manalarına gelir. Dini açıdan ise, müctehid sıfatını kazanmış bir İslam aliminin kapalı veya kesin olmayan ayet ve hadisleri İslam’ın temel prensiplerine zıt gelmeyecek şekilde yorumlayarak çözüm getirmesine denir. Bazı insanların mezhepleri anlamsız bulması enteresandır. Bir söz vardır ya 'bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor. Bilmediğinden dolayı ise maliyane sözler sarf edebiliyor' bilinçsizcesıne... Elbette mezhepler “İslam dininin anlaşılma, yorumlanma kuranın hükümlerini daha net aydınlatıcı bir şekilde anlatıp, insanların bulundukları yerler, yaşam şartları gibi durumlara göre ayrı ayrı hükümler vermiştir. Mesela benim çok dikkatimi çekmiştir, mezhep imamlarının hayatını incelediğimde gördüm ki imam şafi hazretleri köylü bir zattır ve köyde yaşayan insanların haline göre hüküm vermiştir. İmam Ebu Hanifi hazretleri ise şehirlidir ve şehir insanına göre yön göstermiştir. Aslında mezhepler hayatımızda dinimizi daha iyi yaşamamız için bir kolaylıktır. Fıkhi ve ilmi konularda kalbimizin mutmain olması açısından mezheplere göre hareket etmek en doğrusudur.
Mezhepler önce 2'ye ayrılır: Fıkhî mezhepler İtikâdî mezhepler
Fıkhi mezhep: İslam dininde ibadet, evlilik, boşanma, ticaret , miras ve amel gibi konularda ortaya çıkan görüşlerin sistemleşmiş olduğu mezheplerdir.
Buna göre sünnilerin dört büyük fıkhi mezhebi vardır.
Fıkhî Mezhepler dörde ayrılır, bunlar ise; Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbelidir...
İtikadi Mezhep: İtikad kelime anlamı olarak aksine ihtimal vermeyecek şekilde bir şeyi kabullenmek, gönülden bağlanmak demektir. İtikadi mezhepler ise iman ve inançla ilgili konuların sistemleştiği mezheplerdir. Ayrıca bu konu uzunluğu sebebiyle yazmadım araştırabilirsiniz.
Fıkhı mezhep imamlarına döndüğümüzde;
Hanefi: İslam dininin sünni fıkıh mezheplerindendir. Kurucusu İmam-ı Azam olan Ebu Hanife’dir.
Şafii :Kurucusu İmam-ı Şafiî Hazretleridir. Şafiî mezhebi ilk olarak Mısır’da doğmuş, daha sonra Irak, Suriye, Yemen ve Horasan’a yayılmıştır.
Günümüzde Mısır, Suriye ve Irak’taki Müslümanların büyük kısmı şafiî mezhebindedir. İmam-ı Şafiî şer’i delillerden yola çıkarak hükümler vermiştir.
Maliki: Kurucusu İmam Malik bin Enes Hazretleridir. İhtiyacı olan ilmin Medine’de olduğuna inanan İmam Malik hayatı boyunca Peygamber şehrinden ayrılmamıştır.
Maliki mezhebi ilk olarak hicaz halkı tarafından benimsenmiş, daha sonra hacca gidenler vasıtasıyla yayılmaya başlamıştır. İmam Malik, maliki mezhebinin oluşmasını sağlamıştır.
Hanbeli: Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmet bin Hanbel Hazretleridir. Kuran ve hadislerin önde geldiği fıkhi mezheplerdendir. Eğer bir konuda Kuran ve sünnette kesin bir bilgi yoksa, buna en yakın olan yola başvurulur.