Kadınlarının hak mücadelesi çok eski tarihlere dayanmaktadır. Kadınlar kanunlarda, aile içinde, sosyal alanda erkeklerle aynı haklara sahip değillerdi. Kadınlar bunun sıkıntısını çekmiş, sıkıntılarını dile getirmiş, hak arama mücadelesi yürütmüş ve bunlarının sonucunda kazanımlar elde etmiştir. Ancak kadınların hak elde etme süreci yavaş ilerlemiştir. Konu her zaman güncel olmasına rağmen sürecin yavaş ilerlemesi de dikkat çekicidir.
Kadın ve hakları konusunda herkesin bir yorumu vardır. Kimi kadınların eksik taraflarının olduğunu dile getirirken kimileri de kadın savunucusudur. Çok konuşulan bir konu olmasına rağmen kadının durumunda yani cinsiyetinden kaynaklı uğradığı haksızlıkların durumunda gözle görünür bir değişim söz konusu değildir. Bu duruma elbette ki hâkim kültürün, inanışların değiştirilmesinin güçlüğü etki etmiştir. Buna mukabil bu eşitsizliğin toplumun bir kesimi tarafından rahatsız edici olarak algılanmaması, hak arama konusundaki çalışmaların yetersizliği gibi konuları da göz ardı etmemek gerekir. Kadınların uğradığı haksızlıkların nedeni biyolojik cinsiyetlerinden değil toplumsal cinsiyetlerinden kaynaklıdır. Toplumsal cinsiyet öğrenilir ve bunun değiştirilmesi mümkündür.
Kimsenin niyeti kadına kötülük etmek değildir. Kadın bir taraftan yüceltilip, tanrılaştırılırken bir taraftan da aşağılanıp, eksik ve kötü bir varlık olarak tanımlanabilmektedir. Kadınlar üzerinde erkekler kendilerini hak sahibi gibi hissedip onlar adına karar alabiliyorlar. Amaçları korumaktır kadınları. Oysa adil koşullar yaratıldığında korunacak kimse ve tehlike de olmayacaktır. Kadınları korunan konumundan çıkarma mücadelesidir kadın hakları mücadelesi. Kadını eve hapsetmek, yaşamına yasaklar koymak yerine kadına tehlike yaratacak ortamı yok etmek olmalıdır amacımız.
Öncelikle kadınlar yasalarda eşit koşullara sahip olmalıdır. Yasalar insanların cinsiyetine göre farklı hükümler uygulamamalıdır. Devletin İnsanı, kadını, erkeği, çocuğu, hayvanları; canlıları koruma konusunda ciddi yaptırımları olmalıdır. Kadınlar haksızlığa uğradıklarında mutlaka haklarını aramalı ve yasalar bu konuda kadını mağdur etmemelidir. Kadınlar cinsiyetleri ile birlikte insan hakları konusunda da mağdur edilebilmektedir. Bu durum cinsiyet eşitsizliğinin sadece kadın için değil insanlık için de yaralayıcı olmasından dolayı hassasiyet içermektedir.