I.Dünya Savaşı Osmanlı Cephelerinden Çanakkale Cephesi diğer cephelerden farklıdır, çünkü;
*Burada çok fazla insan ölmüştür.
*Bir cephe savunmasından ziyade ülke savunması niteliği taşır.. Zira cephe İstanbul’a, başkente, çok yakındı.
*Cephenin başkente yakınlığı Türklerin geri çekilmemek için inanılmaz gayret göstermesine, İtilaf kuvvetlerinin de bir adım dahi ilerleseler yeni siper oluşturmalarına neden oldu. Karşılıklı siperler birbirine çok yakınlaştı ve artık düşman askerler birbirlerinin seslerini duydular, birbirlerine şakalar yaptılar ve yemek attılar. Aralarında garip bir iletişim oluştu.
*Ölen askerlerin kokusu dayanılamayacak duruma gelince ölülerini gömmek için cephede geçici bir ateşkes ilan edildi. Bu sırada iki tarafın askerleri bir araya geldiler, sohbet ettiler, güldüler. Birbirlerini sevdiler.
*Savaş yaklaşık bir yıl sürdü, bu süre içinde eğlence, spor gibi faaliyetlerini cepheden sağladılar. At bindiler, yüzdüler, futbol oynadılar.
*Yaz, kış, bahar mevsimlerini yaşadılar, kışın soğuktan, selde boğularak, yazın tifo, dizanteri gibi hastalıklardan öldüler.
*İtilaf Devletleri Çanakkale’nin coğrafi yapısını araştırmadan saldırdı ve bu durum kendi askerleri için ölüm getirdi.
*İtilaf Devletleri Osmanlı Devletini fazla küçümsedi, tüm cehaletine, sefaletine, silahsızlığına ve bitkinliğine rağmen Türk askerinin devletine sadakatini, ülke sevgisini, Türk komutanlarının yeteneğini ve azmini hesaplayamadı ve hüsrana uğradı.
* Türklerin haklılığını dünya kamuoyu kabul etti. Anzaklar “Burası Türklerin vatanı, bizim burada ne işimiz var” diyerek Türklere olan saygısını dile getirdi.
*Anzaklar ailelerine gönderdikleri mektuplarda “Türkler onurlu insanlardır” gibi düşman bildikleri Türklere övgülerde bulundular.
*Anzak askerler için Türkiye’de bir mezarlık yapıldı ve Mustafa Kemal Çanakkale’de hayatını kaybeden Anzaklar için şu sözleri söyledi: “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını savaşa yollayan analar gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızda huzur içindedir ve huzur içinde uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”