Genelde somut olaylar üzerine yoğunlaşmıyorum ama değinmek istedim. Evet, günlük hayatta yaşadıklarımız tabii ki önemli; zamlar, krizler, İklimsel değişiklikler, sınavlar ve dahası... Ama ben soyut olana yönelmeyi tercih ediyorum; duygular, hisler, ilişkiler, güven... Tabi bazılarımız için bunlar gereksiz edebiyat yapma çabası olarak algılanıyor olabilir. Hayat öncelikle sahil olduğumuz ekonomik şartlardan ve başarılardan oluşmakta. Aslına bakarsak yukarıda saydıklarımız mı daha çok hayatın içinden yoksa ruh dünyamızda yaşadıklarımız mı? Bu soru şöyle dursun, bu defa hayatımızın çok içinden bir konuyu ele almak istiyorum. Hayatımıza yön veren sınavların başında gelen KPSS sınavı. Belki bizim değil ama birilerinin hem hayatını hem de iç âlemini etkilediği yadsınamaz bir gerçek.
Geçtiğimiz haftalarda iptal edilip birkaç gün öncesine kadar yenisi tekrardan düzenlendi. Yine bütün emekler 3 saate sığdırıldı. Tabi bu düzen içinde doğmuş büyümüş bireyler için son derece normal bir süreç, hepimiz hayatımızda muhakkak sınav stresi yaşadık, bu bizim gerçeğimiz. Üstelik bu stres gün geçtikçe daha küçük yaş sınırlarına çekiliyor. Şu noktada sınav duyarı yapmak istemiyorum, fakat o bahsettiğimiz sınavlar şayet başarı elde ettiğimizde tabii ki ekonomik olarak rahatlık ve güvence veriyor olabilir. Fakat o süreçte yaşanan stres, psikolojik süreçler ve sonrasında birçoğu için yaşanan hüsran ve üzüntü, tabii ki başarılı olanlar için de yaşanan sevinç, coşku... Görüyoruz ki yine günün sonunda duygular ile baş başa kalıyoruz. Bazı kararları verdiğimiz andan o kararların sonuçlarını yaşadığımız ana kadar duygularımız işin içinde, her anınızda. Sonuç olarak duygularımız, hislerimiz sadece verdiğimiz kararların, yaşadığımız olayların ve durumların sonucu değil, nedeni de olabilir. Duygular, her an bizimle ve hayatın tam merkezinden. Buradan duyguları es geçen tüm güzel bireylere duyurulur. Sevgiyle kalın...