Duyguları yansıtmak kimi insan için zordur, kimisi için de kolay. Peki, siz duygularınızı yansıtabiliyor musunuz?

İnsanlar üzüldüğünde veya sevindiğinde duygularını mecbur gizlemek zorunda kalıyor. Bunun sebebi de içinde bulunduğunuz ortam yüzünden olabiliyor.

Her sabah işe veya okula giderken aslında, bir önceki günün ruh haliyle gidiyoruz. Ama biliyoruz ki, gittiğimiz ortamdaki ruh halimizi, belli bir rutine sokup işe veya derse ya da o ortamdaki konuya konsantre olmamız gerek.

Bazılarımız bunu pek yapamıyor çünkü o insanın, yapısı ve karakteri gereği duygularını saklayamıyor. Ama ne olursa olsun, bazı şeyleri kapının arkasında bırakıp, yaptığımız işe adapte olmalıyız. Aksi takdirde verimliliğimizi kaybedip, bunalıma bile girme riskimiz oluşabilir.

Zor da olsa bazı şeyleri unutup, yolumuza devam etmeliyiz. Evet, elbette bizler robot değiliz, insanız ve insanın yapısı gereği, bazı duygu süreçlerini ağır yaşıyoruz yaşayacağız da… Önemli olan bu süreci düzeyli ve daha akılcı yaşayarak atlatmamızdır. Hepimizin sorumlulukları var. Herkesin derdi de kendine büyük yine de sorumluluklarımızı unutmadan, en az zararla acılarımızı yaşamalıyız. Hiçbir şey için geleceğinizi riske atmayın.

Son bir not: Sen kendini düşünmezsen, hiç kimse de seni düşünmez. Hayat üzülmek için çok kısa, her anın tadını doya doya çıkarmanız dileğiyle…