Bir zamanın, adamlık ve asalette namlıları, abide şahsiyetler ...

Doğup büyüdüğüm, çocukluğum ve gençliğimin geçtiği, baba, ata yurdum Gaziantep’te, oturması kalkması, hayat tecrübesi, saygı , zerafet ve nezaketiyle bilgeliği ile numune-i imtisal olan bir çok abide şahsiyet tanıdım .

Maddi durumu, makam mevkii ne olursa olsun girdikleri mekânda derin ve sonsuz bir saygı uyandıran şerefli insanlardı onlar.

Mütevazi ama çok şık ve zevkli giyinirlerdi, temiz ve bakımlıydılar. Yolda yürüdükleri zaman Yeşilçam’ın karakter oyuncularını hatırlatırlardı ...

- Söz vermek, onu mutlaka yerine getirmek, doğru beyanda bulunmak en büyük şiarı idi onların,

- Çok cesur, yüreğine bileğine kuvvetli, yiğit insanlardı, dostlarına, sevenlerine müşfik ve sevgi dolu, daima mütebessim, İpek gibi yumuşak, buna mukabil, hiç bir hasımdan ve onlarla hesaplaşmaktan asla çekinmez, korku nedir bilmezlerdi,

- Ahlak, iffet, mahremiyete saygı timsali idiler bir aile ortamına girdilerse başlarını yerden asla kaldırmazlar, mecburi ise mesafeli olarak ancak 1-2 kelime ederlerdi ..

- Bir bakışta insan tanımak, insan sarrafı olmak o dönemin insanının, en önemli meziyeti idi ...

- Bir elin verdiğini diğeri görmez insanlarının gururuna yaralarına dokunulmazdı ...

- Birisi zorda ise istişare, yardım mekanizması derhal harekete geçer, geceden sabaha kalmadan o mesele hallolurdu ...

-Bir mevzuda ihtilaf varsa, oraya gider hakkaniyet ile hükmü verir, raconu koyar, tüm memlekette daha ona itiraz edilmez, kanun hükmüne geçerdi ...

- Gönül ve hâl insanları idi, konuşurken muhatabının yüzüne bakar , iki dakikada mevzuyu anlarlar…

O günün abide şahsiyetlerini, rahmetli babamı çok özlüyorum ...

O güzel insanlar güzel atlara binip nereye gittiler?

Bizleri, en kötü devir ve zamanda, kötülükle ,kalleşlik ve ihanetle ,kabalık ve saygısızlıklarla , kaderimizle baş başa bıraktılar ..

Ömrün şu biten neşvesi tâm olsun erenler

Son meclisi câm üstüne câm olsun erenler

Şükrana vedâ ettiğimiz cân-ı fenâya

Son pendimiz ah-lâfa devâm olsun erenler

Câizse Harâbât-ı Ilâhî'de de herşey

Yârân yine Rindân-ı Kirâm olsun erenler

Tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde

Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler.