Buna…
Gösteriş mi demeli,
Göstermecilik mi demeli,
İşgüzarlık mı demeli…
Yoksa vatandaşla dalga geçmek mi?
***
Mekân:
Mehmet Akif Ersoy Camii avlusu…
Zaman:
İkindi namazı çıkışı… Yani saat 17.00 (5) gibi.
***
Bu zaman dilimi, oruç açmaya 3 saat gibi bir zamanın kaldığının göstergesi. Yani insanların 13-14 saat aç kaldıkları, susuz kaldıkları kımıldar takatlerinin kalmadığı bir zaman.
Hele hele iş merkezlerinin dışında kalan mahallelerdeki, camii cemaatinin yarısına yakınını yaşlı emeklilerin oluşturduğu; herhangi bir mazereti yoksa bu insanların hemen hepsinin oruçlu olabileceği de dikkate alınırsa;
İnsanın aklına “bunlar bizimle dalga mı geçiyorlar” diye bir düşünce takılmaz mı?
Elbette takılır!
***
Namazdan çıkanın gözüne ilk ilişen namaza girerken olmayan, ama 10 dakika da kurulan KIZILAY çadırı oldu.
İlk bakışta bir anlam verilemeyen “cenaze evlerine kurulan taziye çadırları” sanılan. Hatta bir anda anlam veremediği bu çadır için “bu taziye çadırının camii avlusunun ortasında ne işi var diyenler; çadırın tepesindeki yazıyı görünce ne olduğunu anlıyor…
TÜRK KIZILAYI…
O saatte açlıktan, hele hele susuzluktan bitmiş tükenmiş o yaşlı, oruçlu insanların kan vermelerini ummak, beklemek ne kadar akıl karıdır.
***
O saatte camii avlusuna o çadırın kurulmasıyla ne hedeflenmiştir?
Kime ne söylenmek istenmiştir?
Camiden çıkanların “bunlar kim yahu, ne istiyorlar” diyen meraklı bakışlarının dışında kaç kişi kendileriyle ilgilenmiştir acaba?
***
Bütün bunlar “dostlar bizi alış verişte görsünler” diye yapılıyorsa…
Yazık bu mantık için kullanılan yakıta, harcanan mesai e…
Hem de çok yazık…