Diye bir şeyler dolaşmaya başladı ortalıkta. Önce ne olduğunu gerçekten anlayamadım.

Ekmeğin askıda oluşu!

Sonra gördük ki, hayır sahipleri; fakir-fukaranın dileniyor(?) görünümünden kurtulması için poşetlerin içine ekmek konularak bir yerlere asılması ve ihtiyacı(!) olan ihtiyaç sahiplerinin bu ekmekleri asılı oldukları yerden almaları anlamına gelen bir ifadeymiş…

Ben Antep’in ŞEHREKÜSTÜ denilen has Anteplilerin yetiştiği semtinde yettim büyüdüm…

Buralarda öğrendim insan sevgisini; büyüğe saygıyı, küçüğe sevgiyi…

Yardıma muhtaç olanlara yapılan yardımların başa kakınç olmayacak şekilde yapılması gerektiğin…

“Komşunun komşunun külüne muhtaç olduğu” gerçeğini…

Halen var…

Dün de vardı…

Yarınlarda da olacak…

Antep’imizde benim bildiğim has Antepliler olduğu sürece…

Hemen, hemen bütün EKMEKÇİLERİN önünde küçük bir sandık olur…

Hayır-hasenat yapmak isteyen hayırseverler ihtiyacı olan üç ekmeğin yerine 4-5 ekmek alır (hatta ekmekçiye dahi göstermeden) fazla aldığı ekmeği o sandığın içine bırakır…

Ve gerçek ihtiyaç sahibi de mümkün olduğunca sağa-sola çaktırmadan ihtiyacı olan ekmeği alır; çıkınına koyar yoluna devam ederdi…

Ve halen bu ‘gerçek insanlık geleneği’ Antep’imiz de sürmekte…

Ve hatta asırlardan beri bu ve buna benzer hayır-hasenatlar ihtiyaç sahiplerinin refüze olmayacakları şekilde camilerde belirli yerle de yapıla geldi ve de gelmekte…

Yani demem o ki…

“Askı da ekmek…”

Bizim örf ve ananelerimize (gizli-kapaklı) yardımlaşma- yardım etme güzelliği zaten var…

Bilemiyorum….

Kimse kızmasın…   

Hele hele yapılan yardımın herhangi bir çıkara alet edilmesi…