Dün gazetemizde yayınlanan “Ankara’ya ön seçim seferi” haberinin ardından o kadar telefon geldi ki, bu yazıyı da yazmak yine bize düştü.

Yaklaşan yerel seçimler öncesi CHP, kendi içinde siyaset yapmaya devam ediyor.

Rakipleri sokağa inmiş kendini anlatıyor,

CHP’nin tek derdi var; Önseçim…

**

Bin civarında il ve ilçe delegesi bulunan CHP,

Cumhuriyet kutlamalarına 100 kişi ile katılıyor.

Örgüt toplantılarında 150’yi aştığı görülmemiş.

Cumhuriyet Yürüyüşü kadın, genç ve aday adayı desteği ile 200’ü buldu diye sevinecek halde.

Ama hiçbir etkinliğe katılmayan, adresi, telefonu bilinmeyen delege oy kullansın diye Ankara seferine çıkıyor.

**

Delege siyasetine hapsolmuş gidiyorlar.

2 milyon nüfuslu şehirde, bin kişinin derdi geriyor sizi…

Gerçi dert, delege veya parti içi demokrasi değil…

Bizimkileri nasıl listeye sokarız mücadelesi.

**

Sizlerin söyleyemediğini eğip bükmeden ben söyleyeyim;

Meclis üyelerinin  ÖNSEÇİM ile değil, (Kriterleri Konulmuş) ATAMA ile belirlenmesi en doğru seçenektir.

Meclis üyeleri, partinin belediye meclislerindeki görevlileridir.

Delegenin duygusal tercihleri ile parti görevlisi belirlenemez.

Bir liyakat gerektirir…

Meclis üyesi, cenaze düğün gezmek için değil, parti politikalarını ortaya koymak için oradadır.

Mesleklerine, özelliklerine göre belirlenmesi gerekir.

Avukat mı lazım, şehir planlamacısı mı lazım, işçi temsilcisi mi lazım belirlenir ve listeler oluşturulur.

**

Parti içi demokrasiye de, delege hesabıyla zarar veriliyor.

Her şeye partilinin karar vermesi midir, parti içi demokrasi?

Yoksa seçtiği kadrolarla yönetimde söz sahibi olması, denetleyen pozisyonda olması mı?

Partilinin görev verdiği kadrolar, kararları alır, politikaları belirler, çalışmalarını yapar, adaylarını kriterlere göre belirler.

Daha sonra da gelir partilisine hesap verir.

Partili de memnunsa devam, değilse tamam der seçtiği ekiplere…

 

**

Ama CHP’de dişililer böyle işlemiyor.

Birilerinin masada yazdığı delegeler, parti içerisinde hiçbir şey yapmadan bekliyor,

Birlerinin işaret ettiği adayları seçmek için.

Buna da örgütün sesi, parti içi demokrasi diyorlar.

Yersen…

Ama halk yemiyor…

**

Önseçim olmazsa örgüt, adaylara sahip çıkmazmış.

Delege senin etkinliklerine sahip çıkmıyor.

Delege senin değerlerine sahip çıkmıyor.

Adayına da sahip çıkmasın be kardeşim.

Sen yüzünü 2 milyona çevirsene…