Şu anda parmaklarım tuşlarda, yazacak bir şeyler bulamamanın kahredici baskısı altında inim inim inliyor gibiyim.

Konu mu yok?

Olmaz mı, kıyamet kadar..

Da…

Ah işte şu “da” olmasa.

 

***

 

Yoksa uçaklarımızın Suriye askeri helikopterini neden, nasıl, niçin vurduğu,

Eğitim sistemimizin “özgürleşmesinin” nasıl gerçekleştiği,

Öcalan’ın “çözüm süreci için gerekli yeni formatı,

Yine Öcalan’ın hükümetle kedisinin ve Kandilin direkt temas kurması,

19 Ocak 2007 de öldürülen Hrant Dink’in halen bitmeyen “suç örgütü” arayışı,

Konak mahallesindeki “Eski Vali Konağının LPG istasyonu olmasının nedenin – halkın yumuşak karnının çok iyi bilinmesinden – gelirinin eğitime aktarılacağı safsatasından,

Ve buna benzer şeyler…

 

***

 

Dünkü yazımızda BDP ve DTK’nın Kürt vatandaşlarımıza “ana dilde eğitim ve öğrenim haklarının” kazanılması için bir haftalık boykot çağrısı için; Kürt vatandaşlarımızın önde gelen önderlerine(!):

Sizler ana dilde eğitim görerek mi şu anda bulunduğunuz makamlara geldiniz; aranızdaki doktorlar, hâkimler, profesörler bu ülkenin şartlarına göre okuyarak bulundukları makamlara gelmediler mi diye sormuştum.

 

***

 

Görüldü ki; aklıselim sahibi Kürt vatandaşlarımız bu çağrıya pek itibar etmemişler.

Oysa bu önderler kendilerinin yıkılmaz Kaleleri olarak gördükleri il ve ilçelerde firesiz herkesin çocuklarını “Anadili Türkçe” olan okullara göndermeyeceklerini umuyor, bekliyorlardı

Olmadı.

 

***

 

Dünde dediğim gibi…

Çekin ellerinizi şu sabi çocukların üzerinden. Her şeyi almaya hazır pırıl pırıl dimağlara “başkaldırı, isyan” fikrini aşılamayın…

 

***

 

Bir oy uğruna yarab el kadar çocukların gelecekleriyle, kişilikleriyle oynanmasın…