Şairin dediği gibi “yola inanmışlarla çıkılır.” Denizli maçında da bunu görebildik. Takım galibiyete inanmış, gereğini de yapmıştır.
Pinto’nun alışagelmiş oyun kurgusunu değiştirip, takımı 4-4-2 ile oyuna başlattığını görüyoruz. Sonuç olarak hocaya hitap etmeyen bir oyun kurgusu varsa bunu değiştirmesi yada rakip takımlara göre analiz edip oyun sistemini ona göre kurması kadar normal bir şey yoktur. Nitekim bu sistemin faydası görmüş olduk. Her ne kadar gol sorunu yaşamaya devam etsek de şöyle bir gerçek var ki takım sürekli olarak rakip kaleye saldırıyor. Zaman zaman Denizlispor kaleci Cenk’e takılsak da son vuruşlardaki yetersizliğimiz gol atamayacağımız endişesine düşürmüştü. Rakibin kırmızı kart görmesiyle işimiz daha kolay oldu. Maxim’in duran top yaptığı ortada Dicko ile golü bulduk. Uzun zaman sonra oyuna giren Muhammed’i sahada görmek yüzlerimizi güldürdü. Farkını oyunda da gösteren Muhammed, penaltı golünü de atarak “ben geldim”dedi. Ve 2-0’lık net skorla üç puanın sahibi olmak oldukça iyi bir sonuç oldu.
Her ne kadar galip gelmiş olsak da bazı hususlara dikkat çekmekte fayda var. Dicko’nun rakip takım oyuncularını sürekli rahatsız etmesi, hızlı oluşu, hava toplarında etkili oluşu, hücumdaki pas trafiğini yönlendirmesi gibi bir çok özellikleriyle etkili bir silah olduğu ortada. Tek bir sorun var, oda son vuruşlarda yetersiz kalmasıdır. Bu ve bundan önceki bir çok maçta da bu hususta bir türlü son vuruşlar da etkisini ortaya koyamadı. Bu sorunu da çözerse ligin en iyi forvetlerinden birisi olmaya adaydır. Muhammed’in dönmesiyle bu sorunu aşacağını düşünüyorum. Çünkü Dicko tek kalıyordu. Muhammed ise bu yalnızlığına çare olacaktır. Böylelikle hem takımın gol sorunu çözülecek hem de Dicko’nun işi kolaylaşacaktır.
Maçın hakemi olumsuz etki yapacak herhangi bir davranışta bulunmadı. Bu oldukça güzel bir şey. Dileriz ki bu daim olur. Sadece Gaziantep FK için değil, tüm takımlar için adil bir yönetim olur. Dikkat edelim. Hatasız demiyorum, adil diyorum. Hakemlerde hata yapabilir. İnsanoğlunun doğasında vardır. Ama bariz hatalar yada adil olmayan yönetim kabul edilemez. Çünkü artık VAR diye bir sistem var. Umarım ki bu VAR adalet için var olur. Birileri için değil.
Alınan galibiyet şüphesiz taraftarı mutlu etti. Yalnız bu galibiyetin taraftarın ağzına sürülen bal misali olsun istemiyoruz. Taraftarların beklentisi galibiyet zinciridir. Üstelik sahada baskı yiyen takım değil de baskı kuran takım olmamız gerekmektedir. Kaldı ki galibiyet serisini yakalarsak UEFA’ya bizde aday olabiliriz. Neden UEFA’da Gazi şehrimizin bayrağı sallanmasın? Bu, bırakın imkansızı zor bile değil. . Bunu yapabilecek güce de kadroya da sahibiz.
Gaziantep FK’nın başarısı için bütün şehir Belediye Başkanlarıyla, Valisiyle, Sanayicileriyle, İş Adamlarıyla, Taraftarıyla Halkıyla bu kadar kenetlenmişken bu takımı çerez yapıp yedirmemeliyiz. Birlikten kuvvet doğar diye boşa dememişler. Biz bu birliğimizi daim ettikçe, hepimizin istediği memleket takımını sahada göreceğimizden en ufak kuşkum yoktur. Şimdi bu seriyi Yeni Malatyaspor galibiyetle sürdürelim, UEFA için kapı tıklatıp bizde varız diyelim. Ve en güzeli de şen edelim memleketimizi.
Mutlu Haftalar…