- Hedefi olan bir takım en yakın rakibini yenemiyorsa, artık hedefin dışına çıkmış demektir. Gaziantep FK’da Alanyaspor maçını kaybederek UEFA hedefinden uzaklaşmıştır.
- BB Erzurumspor ile tekrar çıkış yakalar mıyız? diye düşünürken, bir bahis olayı patlıyor. Haliyle de takımda herkesin kafası karışık…
- Bahis olayının üstüne üç gün geçti ve sanki basit bir olaymış gibi yönetimden en ufak bir açıklama yoktur.
Alanyaspor UEFA için kritik virajdı…
6 puanlık maç dediğimiz zorlu Alanyaspor deplasmanına iyi başlamış, iki kez de öne geçmiştik. Lakin üç tane duran top ile yenilen gollerle mağlup oluyoruz. Çok merak ediyorum, duran toplarla üç gol birden yiyen takım neden önlem almaz ki? En basiti, skor 2-2 iken yenilen iki gol de duran toplarla olunca, direk diplerinde oyuncu olması gerekmez miydi? Kaldı ki üç golde de direk dipleri bomboş. Orada oyuncu olsa belki de en azın iki gole engel olunabilirdi. Bu kadar basit bir detayı görmeyen bir hoca mı olur? Üstelik en yakın rakibini yenemiyorsan artık hedeften uzaktasın demektir. Bunun faturası da UEFA heyecanı yaşayanların, yıkılın hayallerine oluyor. Gaziantep FK ise kaybedilen bu maç ile UEFA hedefinden uzaklaşmıştır.
Bütün sorun bunun olduğunu söylemek tabi ki doğru olmaz. Lakin bu kadar basit detayı bile göremeyen hocamız için başka ne söylenebilir ki?
BB Erzurum ile tekrar çıkışa geçer miyiz? diye umutlanıyorken…
Ligde kalma mücadelesi veren BB Erzurum’a karşı galibiyet almak belki de en zoruydu. Biz yine de alınacak bir galibiyetle Alanyaspor mağlubiyeti telafi edilir mi? diye beklerken, daha maçtan bir gün önce takımdaki üç oyuncumuzun adı bahisle anılıyor. Haliyle de maçın başlamasıyla Gaziantep FK’dan eser göremiyoruz. Belli ki daha üzerine 24 saat geçmemiş bahis olayı, sahadaki oyuncuları olumsuz yönde etkilemiş. Kolay değil, birlikte forma terlettiği arkadaşlarının adı bahisle anılıyor. Durum böyle olunca, oyuncuların bedeni sahadaydı.
Daha önceki maçlarda olduğu gibi bu maçta da, iki gol birden yedikten sonra takımda bir hareketlilik olmaya başladı. Nitekim golü de bulduk. Eğer ki üçüncü golü yememiş olsak durum farklı olabilirdi. Benim anlamadığım hocamız neden gol yiyene kadar böyle cesaretli oynatmıyor? Hücum oynamamız için illa ki kaybedecek bir şeyimiz olmayacak duruma mı gelmemiz gerekiyor? Böyle bir futbol anlayışı olmaz. Kasımpaşa maçındaki güzel oyunla maşallah demiş, özlenen Gaziantep sahaya indi diye sevinmiştik. Lakin maşallah dediğimiz oyun anlayışı üç gün yaşamadan öldü. Bunu öldüren ise kadro tercihiyle, oyun içerisinde kötü analizleriyle gibi sayılabilecek nedenlerle PİNTO’dur.
Peki yönetim nerde?
Yahu oyuncuların bahisle anılıyor. Bir televizyon programındaki adamlar, oyuncularını bozuk para gibi harcıyor.Bunun üzerine adı geçen oyuncuları kadro dışı bırakıyorsunuz. Yalnız nedense çıkıp en ufak bir açıklama yapmıyorsunuz. Yapılan tek bir açıklama var, o da ismi geçen futbolcuların kendilerini savunmalarından ibaret.
Gaziantep FK bir gemidir. Bu geminin kaptanı ise; Başkanı ve yöneticileridir. Gemide büyük kriz var, krizin yönetimini neden yapmıyorsunuz? İlla işin detaylarını öğrenince açıklama yapmanız gerekmiyor. Bu durumun araştırıldığını, sonuca göre karar vereceğinize dair gibi bir şeylerde söyleyebilirsiniz. Kaldı ki dolandırıldığını iddia eden oyuncu, “başkanın da durumdan haberi var” derken, hâlâ sessizce beklemeniz kabul edilemez.
Şimdi ortada bir cenaze var. Bu cenaze bir şekilde kalkmalı. Yapılması gereken ilk şey, kamuoyunu bu konuda yapacağınız açıklamalarla aydınlatmanız olacaktır. Sonra da yönetim olarak bu hususu en ince ayrıntısına kadar araştırıp, şehrimizin adının lekelenmesine engel olacak şekilde gereğini yapmanız olacaktır. Eğer ki bunu yapamıyorsanız, bu işin ayıbı yoktur, istifanızı verin.
Takımın üzerinde bir leke var. Eğer ki bunu birileri aslı olmayan şekilde ortaya atmışsa, en ağır şekilde ceza alması için bütün hukuki işlemlerin yapılması gerekmektedir. Lakin bunlar gerçeği yansıtıyorsa, bunu yapanların en ağır şekilde ceza almaları için gerekenin yapılması gerekmektedir.
Kim olursa olsun, hiç kimse Gaziantep FK’dan büyük değildir. Zarar veren ya da vermeye çalışan kim olursa olsun, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Bu süreci hep birlikte takip edip, göreceğiz.
Mutlu haftalar diliyorum…