Düşün

Paranın değeri

Paranın kıymetini bilmeyen çocuğuna, babası bir gün ders vermek amacıyla;

– “Bundan sonra sana harçlık yok. Kendi paranı kendin kazan ve artık bu eve biraz katkıda bulun,” der.

Çocuk önce dayısından borç alır. Aldığı parayı babasına getirir. Babası çocuğun verdiği parayı alır, sobaya atar!

Ertesi gün çocuk gider bu sefer halasından para ister ve alır. Halasından aldığı parayı da yine getirir babasına verir. Babası tekrar çocuğun verdiği parayı alır ve sobaya atar.

Ertesi gün çocuk gider amcasından borç alır. Bu sefer de amcasından aldığı parayı babasına verir. Babası tekrar çocuğun verdiği parayı alır ve sobaya atar.

Bir gün gelir, artık çocuğa kimse borç vermez. İş başa düşmüştür. Çocuk bir küfe bulur. Hale gelir, akşama kadar orada hamallık yapar. Biraz para kazanır.

Akşam eve döndüğünde kazandığı parayı yine babasına verir. Babası oğlundan aldığı parayı tıpkı diğer paralara yaptığı gibi sobaya atmak için doğrulup uzandığında çocuk sıçrar ve babasının elini tutar.

Bir taraftan babasının koluna yapışırken bir taraftan da babasına yüksek sesle bağırır:

– “Baba, sen ne yapıyorsun? Sakın bu parayı sobaya atma. Benim bu parayı kazanmak için akşama kadar iflahım kesildi, mahvoldum,” der!

///

H

Deli kızın türküsü

Sana büyük caddelerin birinde rastlasam

Elimi uzatsam tutsam götürsem

Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak

Anlasan

 

Elimi uzatsam tutamasam

Olanca sevgimi yalnızlığımı

Düşünsem hayır düşünmesem

Senin hiç haberin olmasa

Senin hiç haberin olmaz ki

Başlar biter kendi kendine o türkü

 

Yağmur yağar akasyalar ıslanır

Bulutlar uçuşur geceleyin

Ben yağmura deli buluta deli

Bir büyük oyun yaşamak dediğin

Beni ya sevmeli ya öldürmeli

 

Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa

Böcekler gibi başlamalı yeniden

Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta

Yan garipliğine yürek yan

Gitti giden

 

Gülten Akın

 

///

Gülümse

Darı

Adamın biri kendini darı zannediyormuş. Ailesi ve yakın çevresi ne kadar darı olmadığını söylese de adamı inandıramıyorlarmış. En sonunda doktora götürmüşler. Uzun bir tedavi sürecinden sonra adam darı olmadığını itiraf etmiş. Doktor artık iyileştiğini düşünerek taburcu etmeye karar vermiş.

Son bir kez daha doktor sormuş:

Artık darı olmadığını kabul ediyor musun?

Adam: Darı değilim doktor bey ama kafama takılan bir problem var

Doktor: nedir?

Adam: şimdi ben kendimin darı olmadığımı biliyorum ama dışardaki tavuklarda biliyor mudur?

///

Kulağına küpe  olsun

Dalından şüphe ettiğin ağacın, gölgesinde soluklanmayacaksın.'

 Paulo Coelho