Ortalık toz duman. Ama hiç esinti yok. İnsanların üzerinde karabulut çökmüş dağılmasını bekliyor. Ekonomik darboğaz, ekonomik sıkıntı insanların boğazını sıkıyor. Üzerine dağ çökmüş, adeta insanlar mutsuz, işveren mutsuz, üretime katkı sunan işçi mutsuz… Herkesin üzerinde adeta bir karabulut dolaşıyor. Yolda yürüyorlar ama kafanın içinde binlerce hesap varken kimseyi gözleri görmüyor. Dikkat ediyorum yolda yürürken, otobüste giderken insanlar kendi kendine konuşur oldular.
Vatandaş bu haldeyken, siyasiler bu işin neresindeler? Vekillerimiz günün anlam ve önemini belirten mailler atıyor. Oda başkanlarımız pembe tablolar çiziyor. Bu pembe tabloları çizerken, gerçekten esnafın sıkıntısını, emekçinin sıkıntısını görebiliyorlar mı? Yoksa bizim işimiz ekonomi değil, seçim kazanmak mı diyorlar. Tabi şu an insanlara tepeden baktığı için sahadaki sıkıntıyı göremiyorlar. Kendileri mutlu mesut, yandaş ihaleci mutlu mesut, esnaf kan ağlamış kimin umurun da… İşçi, memur, asgari ücretli kan ağlamış, emekli kan ağlamış kimin umurunda…
Seçimler ülkesi oldu Türkiye Cumhuriyeti …
Bir de bizim çiftçimiz var. Ekonomiye ciddi anlamda katkı sunan çiftçilerimiz var. Yok edilmeye çalışılan çiftçilerimiz hoş zaten girdi maliyetleri yüzünden yok olmaya yüz tutmuşlar. Ürettikleri ürünler para etmiyor. Birçoğu ürününü toplamak bile istemiyor. Çünkü ürün toplattığı işçiye verecek parası yok. Yakında et ithal etmiş gibi meyve, sebze de ithal edeceğiz.
Et demişken, canlı hayvan üreticisi yok edildi. Meralar yok edildi. Onlar da girdi maliyetleri yüzünden yok oldular. Bunlar aslında ekonomiye ciddi katkısı olan üreticilerimiz. Bunları yok edersek eğer ekonomi altüst olur. Böyle hesaplar şaşar tutturamazsın. Bizim biran önce üretime geçmemiz lazım. Devlet çiftçiye, canlı hayvan üreticisine destek sağlanmalı. Devlet bu yeni düzene göre politikasını belirlemeli. Üretim olursa çiftçi kazanır, esnaf kazanır. Tüketici yerli ve milli ürün tüketmiş olur. Dışa bağımlı olmaktan kurtuluruz.
Bunları devlet bilmiyor mu?
Tabi ki bizden daha iyi biliyorlar.
Ama amaç seçim kazanmak, koltuğunda oturmak olunca, doğru bilinenler de unutuluyor.
Vatandaşa da hayıflanarak bakmak kalıyor.