Eskiden;

Sota yerde kıstırıp, dövmüşler” derlerdi.

Ne demek sota?

Gözden uzak, uygun, elverişli yer.

Kavga etmek içi sözleşenler, birbirlerini “Çıkışta görüşürüz” diye tehdit ederlerdi.

Öyle ulu orta kavga edilmezdi.

**

Adamın biri, kurum koridorlarında bıçakla adam kovalıyor. Defalarca bıçakladığı kişiye müdahale edilmemesi için dakikalarca başında bekliyor.

Geçen hafta Gaziantep Üniversitesi Hastanesi’nde yaşanan bıçaklama olayında, “sağlıkçıya saldırı mı, kişisel husumet mi” diye tartıştık uzunca bir süre.

Bir önemi var mı?

Böyle bir olay, hele de bir sağlık kurumunda nasıl meydana gelebiliyor?

**

Gaziantep Valiliği’nin açıklamasında bile saldırı olayının meydana gelişi ve saldırganın yakalanması dile getiriliyor.

Asıl sorunun cevabı yok.

Bıçakla bir hastaneye, bir kuruma nasıl giriş yapılabilir?

Bir vatandaş, hastane koridorlarında bıçakla adam kovalama cesaretini nereden alır?

Bu kadar pervasız nasıl olabilir?

Hep, yapanların yanına kâr kaldığı için olabilir mi?

Her şiddet olayında, “Bu son olsun” diyoruz.

Ama yetkililer, caydırıcı cezalar, önlemler yerine “Beyaz kod”la topu çevirmeyi tercih ediyorlar.

**

Sağlıkta şiddet mi, kişisel husumet mi?

Bunu konuşmak bile, sorunu ayırt edemediğimizi ortaya koyuyor.

İnsanlar, artık “Çıkışta görüşürüz” demeye gerek bile görmüyorlar.

Kurumlar, şiddet için en elverişli yerler olmuş.

OKULLAR, HASTANELER, SOTA YER OLMUŞ, FARKINDA MISINIZ..?