İslami referanslarla , nerede başı bozuk , hapishane kaçkını vatan haini varsa, Müslüman mülteci sıfatıyla ,ülkemize kabul edilmesi gerektiğini düşünenleri , kimlerin, hangi şartlarda mülteci olabileceğinin hükümleri bulunan, “İslam Nazari Hukuku” kitaplarına havale ederek , konuya kısaca temas etmek istiyorum .

Canı , malı , ırzı namusu tasallut ve tehdit altında olan , yaşlı kadın , çoluk , çocuk, hasta ,aciz , zayıf olanlar gelsin ülkemize iltica etsin , onlara devlet ve milletimizin misafirperverliği de gösterilsin bütçe de tahsis edilsin , herhangi bir itirazım yok.

Ancak şunları sormak istiyorum ;

Mülteciliğe, 11 yıl içinde her alanda örgütlenip , o ülkenin asli unsurlarını azınlık durumunda bırakıp, sosyal ve ekonomik dengeleri alt üst etmek de dahil mi ?

Ya , gasp , hırsızlık , soygun , yaralama, taciz , tecavüz ve cinayet vakalarında istatistiklerin üst sıralarını işgal etmek ?

Milletin canına malına ırzına tasallut etmek , kanun tanımamak bu derece küstah , tehditkar ve cüretkar davranabilmek ?

Mültecilerin bir mafyasının bile olduğu bir başka ülke bileniniz var mı?

Ben işim gereği bazı Avrupa ülkelerinde bulundum . Orada mülteci veya göçmenlerin nasıl bir uygulamaya tabi tutulduğunu da gördüm. Fas, Cezayir ve Afrika’dan gelenlerin 7 sülalesine kadar , kriminal , parmak izi göz taramasına kadar kayıt altına alındığını , Paris’in banliyölerinde , Nazi Getto ‘larını aratmayacak yerlerde ikamete mecbur olduklarını , o ülkede bir Göçmen Bakanlığı , intibak ve rehabilitasyon merkezleri ve onlardan sorumlu özel polis birimlerinin olduğunu da gördüm .

Biz de ise hiç bir kaydı, pasaportu kimliği bile olmayanlar büyük şehirlerde ve ülkenin her yanında serbestçe dolaşıyor , polis durdurup bir şey bile soramıyor.

Hanımefendiler , beyefendiler ;

İnsani yardım yapılır , destek olunur , aman dileyene yardım edilir , ama bütçeniz varsa edilir.

Ekonomi otoritelerine soruyorum;

Bu ülkenin 40-60 milyar doları var mı?

Bu ülkenin, Çorum’un da , Tokat , Sivasında , Hakkari , Siirt , Şırnağın da , Urfa Gaziantep’inde , ekmeğe , yemeğe , yardıma muhtaç , işsiz ve “dilenemez dilenci” olan kendi vatandaşlarımıza hakkıyla yardım ediliyor mu ?

“Camiye lazım olan mescide haramdır “ bu bize ait bir atasözüdür …

Netice olarak , maksadını aşarak yanlış yapılan , yanlış politika takip edilen mülteci meselesi , maalesef bugün itibariyle resmî otoritenin de kontrolünden çıkmıştır .

Ülkenin milletin selameti için , “Beyler , şurada yanlış yapıyorsunuz” diyenlere de , faşist suçlaması ile linç kampanyası başlatılıyor .

Ancak , mevzu , bu ülkenin , milletin geleceğini tehdit etmeye yüz tutmuş durumda . Ve bu mevzu , C4 patlayıcı ve saatli bomba gibi , yönetenlerin veya ileride yöneteceklerin kucağında duruyor .

Allah milleti ve memleketi felaket ve musibetlerden muhafaza eylesin.