İltifat etmek cesur insanların işidir. Çünkü korkak insanlar iltifat etmeyi ödün vermek zanneder.

Bana göre bu çağın "cesurluk" ölçütü zarafet ve iltifattır.

Öyle bir noktaya geldik ki bir diğerini değerli kılmaktan korkuyoruz.

Onu değerli kılarsam ben değersiz olurum gibi garip bir bilinçaltına hizmet ediyoruz.

İşte bu yüzden iltifat etmek cesur insanların işidir, diyorum.

Çünkü cesur bir insan değerliliğinin kendisinden kaynaklandığını bilir.

Daha acı bir şey daha var: İltifat almaktan neredeyse "kuşkulanır" hâle geldik!  Acaba ne "gizli çıkar" yatıyor bu iltifatın altında diye düşünerek "saadete gel" diyoruz... Saadete gelmeyelim bana göre... Derhâl kendinize gelelim... Çünkü iltifat öyle ucuzu ucuzuna kimseye kaptırılacak bir kavram değil! Bireyden topluma kadar her noktada "ruhunuzun kaburgasını" dik tutacak bir kavram... Ekmek gibi su gibi sevgi gibi...

İltifat eden insanlar, yakınındakileri değerli kılmanın güçlü huzurunu da bir kahraman edasıyla yaşarlar. 

Bu nedenle iltifat etmeyenlerin veya iltifatı kötüye kullananların mahkûm edildiği bir kanun çıkmalı diye teklif ediyorum. Islah olmaları için de belediyelerin Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nde 6 ay çiçek sulamalı ve 6 tane şiir ezberlemeliler...

Gülümseyin ve tebessümlerinin çoğalmasını istediğiniz tüm sevdiklerinize bu "iltifat manifestosu" yazıyı ulaştırın efendim...

Ben görmesem bile şuan yüzünüzde belirecek tebessümün harika görkemini selamlıyorum...